Nef’i Osmanlı tarihinin en ünlü hiciv şairlerindendir. Aslen Erzurum Hasankaleli olup adı Ömer’dir. Nef’i mahlasını kendisine ünlü entelektüel tarihçi Gelibolulu Ali Mustafa Efendi takmıştı. İstanbul’a geldikten sonra 1. Ahmed’in beğenisini kazanan, daha sonra 4. Murad’ın has nedimleri arasına giren Nef’i, kasideleri ile caizeler alırken hicivleriyle de birçok kişinin nefretini kazanmıştı. 4. Murad da onun bu yergilerinden hoşlanırdı. Ancak 25 Haziran 1630 günü Beşiktaş sarayında bu şairin ünlü Siham-ı Kazası’nı okurken yanına yıldırım düşmesi ve kitabı parçalaması üzerine Nef’i’ye bir daha hiciv yazmayacağına dair tövbe ettirmişti. Bu ünlü şairin tövbe ile ilgili beyiti şöyledir:
Bu günden ahdim olsun kimseyi hicv etmeyim amma
Vireydün ger icazet hicv ederdim baht-ı na-sazı
Fakat onun sözünü tutamayıp hicivlere devam etmesi, Vezir Bayram Paşa’yı, hatta Sultan Murad’ı hicvetmesi mukadder akıbetini yaklaştırdı. Sultan Murad bu ünlü şairi, cezasını vermek üzere Bayram Paşa’ya teslim etti. O da o sırada cizye muhasebecisi olan Nef’i’yi çağırarak 27 Ocak 1635 günü konağının odunluğunda Çavuşbaşı Boynueğri Mehmed Ağa eliyle boğdurulup bir rivayete göre cesedini denize attırdı. Ölümüne hicivlerinden bıkmış ulemanın sevindiği nakledilir. Ölümüyle ilgili en çok bilinen beyit şudur:
Gökten Nazire indi Siham-ı Kaza’sına
Nef’i diliyle uğradı Hakk’ın belasına
4. Murad Şarkın Sultanı