Roma İmparatoru Ebu Eyyub el-Ensari Hz’lerinin mübarek cesedini vahşi hayvanlara atacağım dedi. Ama düşünemediği bir şey oldu… | Dtarihi
İslam tarihiRoma İmparatoru Ebu Eyyub el-Ensari Hz'lerinin mübarek cesedini vahşi...

Roma İmparatoru Ebu Eyyub el-Ensari Hz’lerinin mübarek cesedini vahşi hayvanlara atacağım dedi. Ama düşünemediği bir şey oldu…

-

Ebu Eyyub el-Ensari İslam’ın bu ilk İstanbul kuşatması sırasında rahatsızlandı. Sefer meşakkati ve yaşının bir hayli ileri olması da durumu ağırlaştırmıştı. Bazı kaynaklara göre sıtma olduğu sanılan hastalığı da ilerliyordu. Ordu komutanını çağırttı. Komutan çadıra girdiğinde yaklaşmasını istedi. Bir arzusu vardı. Gücünü toparlayarak son arzusunu fısıldadı. Kabrinin bu topraklarda olmasını istiyordu. Bu arzusunu da bir sahabiye yakışır şekilde, Hadis-i Şerif’le temellendiriyordu.

Peygamber Efendimiz, ”Konstantiniyye surları önünde salih bir zat defnolunacak,” diye buyurmuşlardı. Umut ediyorum o kişi ben olayım. Beni surlara doğru götürebildiğiniz en yakın yere defnedin. Bir gün bu şehri fethedecek ordunun kılıç seslerini atlarının kişnemelerini duyabileyeyim.

Kısa bir süre sonra bu büyük sahabi Hakk’ın rahmetine kavuşacaktır. Vasiyet yerine getirilmelidir. O gün İslam ordusu İstanbul surlarına yaklaşabildikçe yaklaşır. En uygun yerde hızlıca kabir kazılır ve Ebu Eyyub el-Ensari’nin naaşı buraya konularak üzeri örtülür. Ne kadar hızlı davranırlarsa davransınlar surların önünde cereyan eden bu hadise gözlerden kaçmamıştır. Romalılar şehir surlarının önüne bir kişinin defnedildiğini anlarlar. Durum hızla imparatora intikal eder. Doğu Roma imparatorunun İslam ordusunun kumandanına mesajı gecikmez, ”Surların önüne sizin için kıymetli bir zatı defnettiniz. Siz gittikten sonra cesedini çıkarıp vahşi hayvanlara atacağım!” diye.

Roma imparatorunun bu çirkin sözlerine, onun anlayacağı dilden cevap vermenin zamanı gelmiştir. İslam toplumları, tarihlerinde hiçbir zaman gayrimüslimlere kötü muamele yapmadıkları gibi topraklarında faaliyet gösteren mabetlerine de dokunmamışlardır. Fakat bu tehdide aynı üslupla cevap verilecektir,

”Eğer buraya defnettiğimiz zatın naaşına dokunursanız, topraklarımızdaki bütün mabetleriniz zarar görecektir.”

Ebu Eyyub el-Ensari’nin kabrine dokunulmaz. İslam orduları o seferde İstanbul’u alamazlar, çekilip giderler. Ancak hedefine kilitlenmiş, ölürken defnedilmeyi arzu ettiği mekanla bile hedefinden bir nebze şaşmamış bu büyük isim, muhteşem duruşuyla bize ders vermeye devam etmektedir.

Mutlaka Okumalısınız

x