Abdulkadir Geylani Hazretleri - Gizli Şirk'in çeşitleri ve İnsanlar gizli Şirk'e nasıl düşüyor? - Dtarihi
İslam tarihiAbdulkadir Geylani Hazretleri - Gizli Şirk'in çeşitleri ve İnsanlar...

Abdulkadir Geylani Hazretleri – Gizli Şirk’in çeşitleri ve İnsanlar gizli Şirk’e nasıl düşüyor?

-

Zira dilinle Lâ ilâhe illallah: “Allah’tan başka ilâh yoktur” diyorsun, fakat kalbinle bunu yalanlıyorsun. Kalbinde, içinde birçok ilâhlar var. Senin, devlet büyüklerinden ve mahalli idarecilerden korkman, içinde birer ilâhtır. Kendi çalışmana, kendi kazancına, kendi gücüne kuvvetine, kendi kulağına, kendi gözüne, kendi zorbalığına güvenmen, içinde birer ilâhtır. Zararı, faydayı, bir nimete nail olmayı, bir nimetten yoksun kalmayı insanlardan bilmen, içinde birer ilâhtır. İnsanların çoğu, kalpleriyle, işte bu saydıklarımıza güvenirler, dayanırlar. Fakat kendilerine sorarsan, Allah’a dayanıp güvendiklerini söylerler.

   

Lâ ilâhe: “Hiçbir ilâh yoktur,” dediğin zaman, bununla toptan bir reddi (nefyi) onaylıyorsun. İllallah: “ancak Allah vardır,” dediğin zaman ise, yine Allah için toptan bir kabulü (ispatı) onaylamış oluyorsun. Bu durumda, her ne zaman kalbin, Hak’tan gayrı bir şeye dayanır, güvenirse; o zaman yukarıdaki külli ispatında yalancı durumuna düşmüş, yani kendi kendini yalanlamış oluyorsun. Kendisine dayanıp güvendiğin o şey de, senin ilâhın oluyor. Gerçek ve fiili durum budur. Zahire itibar yoktur.

Kalbinde birçok ilâh varken, sen nasıl Lâ ilâhe illallah: “Allah’tan başka ilâh yoktur,” diyebilirsin? Allah’tan başka güvenip dayandığın herşey, senin putundur. Kalbinde şirk, yani ortak koşma bulunduğu müddetçe, dilinle Kelime-i Tevhid’i söylemen sana fayda vermez. Kalp pis oldukça, bedenin temiz olması sana yarar sağlamaz.

Tevhid ehli, şeytanını ezer. Şirk ehlini ise şeytanları ezer. İhlas, sözlerin de, amel ve fiillerin de özüdür. Zira gerek sözler, gerekse fiil ve ameller ihlastan, içtenlikten yoksun bulundukları an, özü olmayan birer kabuk, birer posa haline gelirler. Kabuk ve posa ise ancak ateşte yanmaya yarar; ateşte yandıktan sonra iş görecek hale gelir.

   

Ey ahali! Nefsleriniz uluhiyet (ilâh olma) iddiasında. Fakat sizin bundan haberiniz yok. Zira nefsleriniz, Hakk’a karşı büyükleniyorlar, kibirleniyorlar. Onlar, Allah’ın muradının gayrını istiyorlar. Onlar Allah’ı sevmiyorlar, bilakis, O’nun düşmanı lanetlik şeytanı seviyorlar. Allah’ın ezelde takdir ettiği kaderleri gelmeye ve vuku bulmaya başladığı zaman, olanlara boyun eğmiyorlar, teslim olmuyorlar, sabredip tahammül göstermiyorlar. Bilakis itiraz ediyorlar, kaderle çekişiyorlar. İslam’ın hakikatinden onların haberi bile yok.

Senin kendisine güvenip ümit bağladığın herşey, senin ilâhındır, mabudundur. Kendisinden korktuğun veya kendisine ümit bağladığın herşey, senin ilâhındır, mabudundur. Esas sebep olan Allah’ı tamamen unutarak, zararın da, faydanın da kendisinden geldiğini kabul ettiğin herşey, senin ilâhındır, mabudundur. Fakat kısa bir süre sonra görürsün sen. Allah, kendisini bırakıp da güvendiğin ve bağlandığın ne varsa hepsini alır.

Abdulkadir Geylani

   

Son İçerikler

Cengiz Han kardeşi Begter’i neden öldürdü? Gizli Tarih’te sözü edilen bir olaya göre,

Begter, Temuçin'den yaş olarak biraz daha büyüktü ve babası öldürüldükten sonra en büyük erkek çocuğun özel yetkilerini yavaş yavaş...

Anlatıldığına göre, Hz İsa elinde çapayla çalışan birini görür. Hz İsa der ki:

Anlatıldığına göre, Hz İsa elinde çapayla çalışan birini görür. Hz İsa der ki: ''Allah'ım bu adamın kalbinden uzun emeli çıkar!'' Bunun...

Fatih’in Edirne’deki sarayının tam karşısında bir medrese vardı. Geceleri, bütün şehirde ışıklar söndüğü halde bir mum sabaha kadar yanıyordu. Fatih bir gün merak edip…

Fatih İstanbul'u fethe karar verdikten sonra gerekli her şeyin hazırlanması için yoğun bir faaliyete girişmişti. Toplar dökülüyor, donanmayı takviye...

Mekke’liler putlara tapmaya nasıl başladılar?

Huzaalılar, Kabe'nin yönetimini üç yıl veya beş yüz yıl kadar sürdürdüler. Allah doğrusunu daha iyi bilir. Onlar, Kabe'nin idaresini...

Kanuni’nin Fransa Kralı Francois’e yazdığı meşhur bir mektup var. Mektubun ve olayın aslı nedir?

Kanuni'nin Fransa Kralı Francois'e yazdığı meşhur bir mektup var. Mektubun ve olayın aslı nedir? Malumdur ki Sultan Süleyman saltanının hemen...

Ancak Kârun, hem bu sözlere hem de Mûsâ -aleyhisselâm-’ın nasîhatlerine kulaklarını tıkamıştı. Öyle ki, Mûsâ -aleyhisselâm-, ona malının zekâtını vermesini söylediğinde, zenginliğini bir bakıma ona borçlu...

Önceleri sâlih bir insan olan Kârun, Allâhʼın bir imtihan olarak ihsân ettiği nîmetleri kendinden bilip şımarınca, dayanıp güvendiği hazineleriyle birlikte...

Mutlaka Okumalısınız

Bunları da BeğenebilirsinizÖNE ÇIKANLAR
Size Tavsiye Ediliyor