”Şüphesiz Yüce Allah, Hz Yahya’ya; hem kendisinin amel etmesi ve hem de İsrailoğulları’na da onlarla amel etmelerini emretmesi için beş direktif vahyetti. Fakat o, bunu yapmakta gecikti. Bunun üzerine Hz İsa, ona:
-‘Senin kendileriyle amel etmen ve kendileriyle amel etmeleri içinde İsrailoğulları’na emir vermekle emrolunduğun beş direktif var. Bunları, ya onlara tebliğ et ya da ben bunları İsrailoğulları’na tebliğ edeceğim!’ dedi. Hz Yahya:
-‘Kardeşim! Eğer sen, benden daha önce tebliğatta bulunursan, azaplandırılmaktan ya da yere batırılmaktan korkarım!’ dedi.
Bunun üzerine Hz Yahya, İsrailoğulları’nı, Beytü’l-Makdis’te topladı. Mescid, İsrailoğullarıyla tıklım tıklım doldu. Hz Yahya minbere çıkıp Allah’a hamd etti, O’na senada bulundu, sonra da:
-‘Onur ve üstünlük sahibi Yüce Allah, bana, beş direktif vahyetti ki, onlarla, hem ben amel edeyim ve hem de sizin onlarla amel etmeniz için size emir vereyim!’ dedi.
Birincisi: ‘Allah’a kulluk edeceksiniz ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmayacaksınız. Allah’tan başkasına kulluk edip başka şeyleri O’na ortak koşanın durumu şuna benzer: Bir kimse, kendi öz malından altın ya da gümüş para vererek bir köle satın alır; bu köle, çalışıp elde ettiği kazancı efendisinden başkasına verirse Allah’tan başkasına ibadet eden ve O’na başka varlıklarları ortak koşan kimse gibi olur. Hangi birinizin kölesinin böyle olması hoşunuza gider? Cenab-ı Allah, sizi yarattı ve size rızık verdi. Siz de, O’na kulluk edin ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmayın!
İkincisi: Size namaz kılmayı emrediyorum. Çünkü Yüce Allah, başka tarafa yönelip iltifat etmeyen kulunun yüzüne karşı yüzünü diker ve ona bakar. Siz de namaz kılarken başka tarafa yönelmeyin ve bakmayın.
Üçüncüsü: Size oruç tutmayı emrediyorum. Yüce Allah, oruç tutan kimseyi, yanında miskten bir torbacığı bulunan kimseye benzetmiştir, Oruç tutan herkesin kuşağı altında bu miskten torbacığın içindeki koku hissedilir. Oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
Dördüncüsü: Size sadaka vermeyi de emrediyorum. Sadaka veren kimse, düşman tarafından tutsak edilen, eli ensesine bağlanan ve boynu vurulmak üzere ortaya getirilen kimseye benzer. Bu kimse, düşmanlarına: ‘Beni salıvermeniz için size fidye versem ne dersiniz?’ der.
Böyle dedikten sonra az ya da çok miktarda fidye vererek kendisini tutsaklıktan kurtarır.
Beşincisi: Size, onur ve üstünlük sahibi Allah’ı çokca zikretmenizi/anmanızı da emrediyorum. Allah’ı çokca zikreden kimse, düşman tarafından süratle takip edilip kovalanan ve sağlam bir kaleye sığınan bir kimseye benzer. Kul da, onur ve üstünlük sahibi Allah’ı anmakta iken şeytana karşı sağlam bir kaleye sığınmış olur.
İbn Kesir – Peygamberler Tarihi