Hz İsa bin Meryem bebek iken konuştuğunu söyledikten sonra Yüce Allah onun lisanını açtığında ilk (önce); Allah’ı öyle bir övdü ki kulaklar bu övgünün bir benzerini (daha önce hiç) duymamış; güneşi, ayı, dağları, nehirleri ve pınarları bırakmamış, övgüsünde (bunların hepsinden) bahsetmişti. Şöyle demişti:
”Allah’ım! Sen, yüce olduğun halde (kullarına) çok yakınsın. Yakın olmana rağmen çok yücesin. Yarattığın her şeyin üstündesin. Havada gökleri yedi kat halinde (”ol”) buyruğunla yaratan sensin. O yedi kat gök, bir duman halindeyken senin emrinde ötürü düzgün biçimli gök tabakaları haline dönüştüler. O yedi kat gök tabakasında emrine uyan melekler bulunuyor, onlar seni kutsamak için tespihte bulunuyorlar. O göklerde karanlıkları bastıran nuru ve gündüz ışığıyla ortalığı aydınlatan güneşi yarattın. Oralarda seni hamd ve tesbih eden yıldırımlar var ettin. Senin izzetinle karanlıklar aydınlanır. O karanlıklar içerisinde yolunu kaybetmiş kimselerin kendileriyle yol bulacağı kandiller (gibi yıldızlar) koydun.
Sen bütün noksanlıklardan yücesin, ey gökleri yaratan ve yeyüzünü var eden Allah’ım! Yeryüzünü suyun üzerine var ettin, onu büyük dalgaların akıntısı üzerinde tuttun ve ona belirgin bir biçimde boyun eğdirdin. Onun zor(lukları) senin taatine boyun eğdi, onun durumu senin emrine (uyarak) hayat buldu ve onun dalgaları senin izzetine boyun eğdi. Yeryüzünde denizlerden sonra nehirler, nehirlerden sonra küçük ırmaklar, ırmaklardan sonra da yerin derinliklerinden kaynayıp gelen pınarlar fışkırttın. Sonra da ondan nehirler, ağaçlar ve meyveler çıkardın. Sonra da yeryüzünün üzerinde dağlar var ettin. Bu dağları da suyun üzerinde (sağlam) kazıklar (gibi) diktin. Bu dağların sarp olanları da olmayanları da (senin emrine) itaat etti….
Sen yücelerden yücesin, ey Allah’ım! Kimin vasfı senin vasfına ulaşabilir? Kimin sıfatı senin sıfatına erişebilir? Çünkü bunları yayan, köleleri/boyunları esaretten kurtaran ve hak ile hükmedensin. Sen, hükmedenlerin en hayırlı olanısın… Sende başka hiçbir ilah yoktur. Sen, noksanlıklardan münezzehsin… Her günahtan istiğfar etmemizi sen bize emrettin… Senden başka hiçbir ilah yoktur. Sen, noksanlıklardan münezzehsin… Gökleri insanlardan gizledin… Senden başka hiçbir ilah yoktur. Sen, noksanlıklardan münezzehsin… Senden ancak kullarından akıllı olanlar korkar.
Şahitlik ederiz ki, sen, bizim sonradan oluşturduğumuz bir ilah değilsin. Bahsi geçip giden bir Rab değilsin. Seninle beraber hükmeden başka ortakların yoktur ki, seni bırakıp da onlara dua edelim! Bizi yaratırken hiçbir kimse sana yardım etmiş değildir ki, senin varlığında şüpheye düşelim. Yine şahitlik ederiz ki, sen teksin, samed (yani hiçbir şeye muhtaç değil, her şeye sana muhtaç), (birisini) doğurmadın, (başka biri tarafından) doğurulmadın ve senin hiçbir dengin yoktur.”
İbn Kesir – Peygamberler Tarihi