İbrahim bin Edhem, Belh şehrinin padişahı idi. Kırk adet veziri vardı. Her gün sarayı için dört bin koyun boğazlardı. Bir söz ile kendi kendine geldi. Tövbe etti. Bu dünyanın geçici olan padişahlığını bırakıp ahiretin baki ve devamlı olan padişahlığına sarıldı. O devamlı olan mülkte padişah oldu. İntibaha gelişinin sebebi şu hadisedir: | Dtarihi

İbrahim bin Edhem, Belh şehrinin padişahı idi. Kırk adet veziri vardı. Her gün sarayı için dört bin koyun boğazlardı. Bir söz ile kendi kendine geldi. Tövbe etti. Bu dünyanın geçici olan padişahlığını bırakıp ahiretin baki ve devamlı olan padişahlığına sarıldı. O devamlı olan mülkte padişah oldu. İntibaha gelişinin sebebi şu hadisedir:

İbrahim bin Edhem, Belh şehrinin padişahı idi. Kırk adet veziri vardı. Her gün sarayı için dört bin koyun boğazlardı. Bir söz ile kendi kendine geldi. Tövbe etti. Bu dünyanın geçici olan padişahlığını bırakıp ahiretin baki ve devamlı olan padişahlığına sarıldı. O devamlı olan mülkte padişah oldu.

İntibaha gelişinin sebebi şu hadisedir:

Bir gün sarayından çıkıp duvar üzerine oturdu. Gördü ki bir arap, bir deve katarını çeke çeke sarayın içine girmektedir. Hiç kimse buna aldırış etmedi. Bekçiler, kapıcılar, seyisler ve bütün saray mensupları lakayıt kaldılar. Hiçbirisi menetmedi. Bu durumu gören İbrahim bin Edhem hemen doğrulup yerinden kalktı. Vardı deveciye dedi ki:

-Nereden gelir, nereye gidersin?

Deveci dedi ki:

-Kervancıyım, kervansaraya konmaya geldim.

Sultan İbrahim bin Edhem der ki:

-Ne tuhaf şeyler söylersin? Burası saraydır, ben de padişahım. Dön geriye; bu saraydır, kervansaray değildir.

-Bu saray senin midir, diye deveci sorar. İbrahim bin Edhem:

-Benim mülkümdür benim mülküm! Deveci:

-Senden evvel kimin idi? İbrahim bin Edhem:

-Dedemindi, diye cevap verir.

-Hani onlar şimdi? Nereye gittiler?

-Şimdi onlar öldüler, gittiler. Bu saray şimdi benimdir.

Deveci der ki:

-Ya İbrahim! Burası kervansaraydır. Herkes baksana konup göçmekte. Sen de nasıl olsa kondun ve göçeceksin. Şimdi müsaade edersen ben de konayım şuraya.

İbrahim bin Edhem bu sözleri işitir işitmez intibaha geldi. Derhal aklını başında topladı. Kendi padişahlığının geçici ve fani olduğunu düşündü. Bir kerre derinden ah edip padişahlığını, tacını, tahtını terk etti. Sultanlığını, rahatlığını bıraktı gitti, yoksulluğunu tercih etti. Bir eski aba bulup Mekke’nin yolunu tuttu. Orada yaşamaya başladı.

İbrahim bin Edhem sırtında odun taşır, getirdiği her yükü yarım ruba (para cinsi) verirdi. Bu aldığı paranın yarısını da Mekkeli fakirlere dağıtır, sadaka olarak taksim ederdi. Yedi sene bu şekilde nefsiyle mücahede ederek odun getirip satmaya devam etti.

Müzekkin Nüfus – Eşrefoğlu Rumi

Son İçerikler

x