Bir gün 4. Murat sadrazamıyla birlikte tebdil-i kıyafet gezerken bir deri dükkanının önünde dururlar. Dükkan son derece kötü bir durumdaydı ve dericinin hali içler acısıydı. İhtiyar derici sandalyesini çekmiş dükkanın önünde oturmaktadır.
Padişah:
”Selamun aleyküm derici” der.
Derici şöyle gelenlere göz atar ve hemen toparlanarak:
”Aleyküm selam Ya Cihan-ı Serdar” der.
”Yazı kışa hiç katmadın mı?”
”Kattım ama hiçbir şey tutturamadım.”
”Peki geceleri hiç çalışmadın mı?”
”Çalıştım ama el aldı.”
”Peki sana bir kaz göndersem yolar mısın?”
Padişah dericinin yanından ayrılarak saraya döner. Sadrazam dayanamaz.
”Haşmetlim” der. Derici ile yaptığınız konuşmadan hiçbir şey anlamadım.”
Padişah kızar sadrazama dönerek:
”Sen nasıl sadrazamsın,” der ‘‘ne demek bir şey anlamadım? Derhal o dericinin yanına gideceksin ve ne konuştuğumuzu anlayacaksın. Eğer anlamazsan tez zamanda kelleni vurdururum” der.
Korkuya kapılan sadrazam soluğu dericinin yanında alır. Derici sadrazamın koşarak geldiğini görünce doğrularak:
”Hoş geldin” der.
”Çabuk bana padişahla ne konuştuğunuzu anlat.”
”Anlatırım ama bir kese altı vereceksin.”
Sadrazam kelle korkusuyla kabul eder ve sorar:
”Söyle bakalım gelenin padişah olduğunu nasıl anladın?”
”Padişah kılık değiştirmişti ama yeleğini değiştirmeyi herhalde unuttu üzerinde öyle deriden yapılmış bir yelek vardı ki o yeleği ancak padişahlar giyebilirdi.”
”Yazı kışa katmadın mı ne demek?
”Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin.”
Sadrazam mecburen kabul eder.
”Padişah yazı kışa katmadın diye sordu, yani yaz kış çalışıp kazanmadın mı ki sen ve dükkanın bu haldesiniz dedi,bende çalıştım ama tutturamadım.”
”Peki” der sadrazam. ”Geceleri hiç çalışmadın mı?” diye sordu.”
”Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin.”
Sadrazam biraz da kızarak kabul etmek zorunda kalır.
Derici:
”Yani padişah geceleri çalışıp çocuk falan yapmadın mı özellikle oğlun yok muydu sana yardım edecek demek istedi. Bende yaptım oğlum olmadı kızlarım oldu onları da elin oğlu aldı dedim”
”Peki” der sadrazam, ”Padişah sana bir kaz yollasam yolar mısın dedi o ne demek?”
İhtiyar derici elindeki altın keseleri şöyle hafifçe havaya atıp tuttuktan sonra.
”Eeeee…Onu da artık sen anla sadrazamım” demiş.