Cehennemi on dokuz zebani sürükleyerek mahşer meydanına getirecektir. Bu zebanilerin her birinin komutasında yetmiş bin güçlü kuvvetli, iri kıyım ve sert bakışlı melek vardır. Onların gözleri köz gibi, renkleri alev gibidir. Burunlarından ateş ve duman çıkar. Allah’ın emrini yerini getirmek için hazırdırlar. İşte bu zebaniler ve yardımcıları cehennemi büyük bir zincirle çekerler. Bazen onun sağında, bazen solunda, bazen de arkasında yürürler. Ellerindeki topuzlarla naralar atarlar ve böylece cehennem hareket eder. Cehennemin eşek anırtısı gibi bir sesi vardır. Cehennemliklere olan öfkesinden dolayı üzerinde bir karanlık, yoğun bir duman ve yükselen bir alev vardır. Zebaniler onu cennetle mahşer meydanının arasına koyarlar. O da gözünü kaldırıp insanlara şöyle bir bakar, sonra onları yemek için toparlanır. Fakat zebaniler, zincirlerle onu zaptederler. O esnada -Allah korusun- kendi haline bırakılsa mü’min, kafir demeden karşısına çıkan herkesin üzerine yürürdü. İnsanların üzerine yürümesinin engellendiğini görünce öfkeden kendini paralar. Sanra bir nara daha atar ve insanlar, onun dişlerinin gıcırtısını duyarak korkudan tir tir titrerler, kalpleri yerinden çıkıp uçacak gibi olurlar ve gözleri dikilip kalır. Sonra bir nara daha atar. O zaman mahşer alanındaki mukarreb melekler ve peygamberler de dahil herkes dizüstü çöküp kalır.
Sonra cehennem, bir nara atar ve insanlar, gözlerinde akacak yaş kalmayıncaya kadar ağlarlar. Sonra cehennem bir nara daha atar. O zaman insanlar ve cinler, yetmiş iki peygamberin ameline de sahip olsalar yine de kurtulamayacaklarını düşünürler.
Sonra cehennem bir nara daha atar. Bunun üzerine kimsede ağzını açıp bir çift laf edecek mecal kalmaz. Cebrail, Mikail ve İbrahim Peygamber, Arş’a tutunarak ”Sadece şahsımın kurtulmasını istiyorum, başka bir dileğim yok” derler.
Sonra cehennem, gökteki yıldızlar sayısınca kıvılcımlar atar. Bu kıvılcımların her birinin büyüklüğü batıda beliren büyük bir bulut gibidir. Bu kıvılcımlar, insanların başlarına dökülür.
Allah, adaklarını yerine getiren ve Rablerinin azabından korkan mü’min kullarını bu kıvılcımlardan koruyacağını vaad etmiştir. Allah, kendisine inanıp tevhid eden Ehl-i Sünnet kullarına o günün şerrine karşı yetecek, onları rahmetiyle kuşatacak, hesaplarını kolaylaştıracak, cennetine alacak ve lütfuyla onları sonsuza dek Cennet’te barındıracaktır. Kafir ve müşriklerin ise şerlerine şer, korkularına korku ve aazaplarına azap katacak ve onları Cehennem’e koyarak sonsuza dek orada bırakacaktır.
Abdulkadir Geylani – Kur’an ve Hadislerden Öğütler