Viyana bozgunundan sonra 4. Mehmed, alışkanlığı olan avdan dönüp Edirne Sarayı’na gelince Telhisçi İsmail Ağa’yı çağırıp hudut vaziyeti hakkında bazı şeyler sormuş ve sonra hiddetlenerek:
”Paşan (Merzifonlu) da sen de yalancı bir alay melunlarsınız; paşan devletimi yıkıp ırzımı perişan eyledi. Askerimi kırdırıp namlı paşalarımı öldürdü ve memleketimi kafirlere aldırdı.” diyerek İsmail Ağa’nın tevkifini (tutulmasını) emredip hareme gitti ve Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın katledilmesiyle mühr-ü hümayun, sancak-ı şerif ve Kabe anahtarının alınıp getirilmesine dair bir emir gönderdi.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın katline dair kendisine hatt-ı hümayun (padişah yazısıyla verilen emir) verilen Kapıcılar Kethüdası Gazaz Ahmet Ağa ile Çavuşbaşı Kadıköylü Mehmed Ağa Belgrad’a gittiler. Kara Mustafa Paşa, İmam Mahmud Efendi ile öğle namazını kılmak üzere ayağa kalktığı sırada sokakta at nalı sesleri duyulunca nedir diye sokağa bakıp yeniçeri ağası ve arkasından kapıcılar kethüdası ve çavuşbaşıyı görünce ”İmam efendi namazı boz” diyerek ellerini ovuşturup gezinmeye başladı.
Veziriazam, ”Ne haber?’‘ diye sorunca Ahmed Ağa mühr-ü hümayunla sancak-ı şerif ve emanetlerin istendiğini söyledi. O da bunları teslim edip ”Bize ölüm var mı?” diye sordu. Ahmed Ağa da ”Olmak gerek, Allah imandan ayırmasın.” dedi.
Bunun üzerine Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ”Rıza Allah’ın” diyerek seccadesini serdirip öğle namazını kıldı. Kendisine infial gelmedi ve dua edip el yüze çaldıktan sonra iç oğlanlarına: ”Artık siz varın gidin, beni duanızda unutmayın.” dedi. Kendi elleriyle kürkünü sarığını çıkarıp ”Gelsinler. Şu halıyı kaldırın; cesedim toprakla birlikte olsun.” dedi. Cellatlar geldi, kendi elleriyle sakalını kaldırıp bir hoş usulüyle takın deyip kazaya rıza verdi ve ruhunu teslim etti.
Uzunçarşılı,a.g.e, s.458