Sultan 2. Mustafa padişahlığının üçüncü günü veziriazama bir hatt-ı hümayün göndererek zevk-ü sefaya düşen padişahların halkının rahat yüzü görmediğini kaydedip, ceddi Kanuni Sultan Süleyman gibi ordunun başında sefere çıkmak arzusunda olduğunu açıkladıktan sonra, sefere çıkmasının mı, Edirne’de kalmasının mı münasip olacağını devlet erkanı ile görüşerek kendisine bildirilmesini emrediyordu. Padişahın bu fermanı üzerine veziriazam devlet erkanını toplayıp üç günlük bir müzakereden sonra, hükümdarın çıkmasının çok masrafa mal olacağı neticesine vararak, kendisinin Edirne’de kalmasının daha uygun düşeceğini arz ettiyse de Sultan Mustafa:
”Bana hazine lazım değil, gerekirse kuru ekmek yerim, vücudumu din uğruna harcarım; her ne türlü meşekkat olursa tahammül ederim. Allah’ın kullarına hizmeti tamamlamadan seferden dönmem, elbette kendim giderim” diyerek devlet erkanının kararına uymadı. Böylece sefer hazırlığına girişildi. Padişah sadrazama yazdığı emirde kapıkulu sınıflarının disiplinlerine dikkat edilmesini, işe yaramayan cenk bilmeyen kimselerle ocakları doldurmamasını tembihledi. Bu sıkı emirler neticesinde yapılan hazırlıklar halkın maneviyatını da güçlendirdi. Yeni padişaha ümitle bakan halk Viyana bozgunundan beri devam eden başarısızlıkları telafi edeceğine inanıyordu.
Cezar, a.g.e,s2255