Tâbiînden Hasan-ı Basrî hazretleri bir gün dergâhta otururken ihtiyar bir kadın gelir ve; -Efendi hazretleri, benim bir kızım vardı öldü. Hasretine dayanamıyorum. Bana bir duâ öğret de rüyâmda görüp hasretimi gidereyim, der. Hasan-ı Basrî hazretleri gerekeni yaptıktan sonra kadın gider. Fakat kadın, ertesi gün gözleri kan çanağı gibi olduğu hâlde ağlayarak tekrar dergâha gelir. Hasan-ı Basrî hazretleri kadına; - Dtarihi
Dini HikayelerTâbiînden Hasan-ı Basrî hazretleri bir gün dergâhta otururken ihtiyar...

Tâbiînden Hasan-ı Basrî hazretleri bir gün dergâhta otururken ihtiyar bir kadın gelir ve; -Efendi hazretleri, benim bir kızım vardı öldü. Hasretine dayanamıyorum. Bana bir duâ öğret de rüyâmda görüp hasretimi gidereyim, der. Hasan-ı Basrî hazretleri gerekeni yaptıktan sonra kadın gider. Fakat kadın, ertesi gün gözleri kan çanağı gibi olduğu hâlde ağlayarak tekrar dergâha gelir. Hasan-ı Basrî hazretleri kadına;

-

Cemâleddîn-i Aksarâyî hazretleri anlatır:

Tâbiînden Hasan-ı Basrî hazretleri bir gün dergâhta otururken ihtiyar bir kadın gelir ve;

-Efendi hazretleri, benim bir kızım vardı öldü. Hasretine dayanamıyorum. Bana bir duâ öğret de rüyâmda görüp hasretimi gidereyim, der. Hasan-ı Basrî hazretleri gerekeni yaptıktan sonra kadın gider. Fakat kadın, ertesi gün gözleri kan çanağı gibi olduğu hâlde ağlayarak tekrar dergâha gelir. Hasan-ı Basrî hazretleri kadına;

-Niçin ağlıyorsun? diye sorunca kadın;

-Kızımı rüyâda gördüm, ama üzerine katrandan bir elbise giydirmişler cayır cayır yanıyor, cevabını verir.

Hasan-ı Basrî hazretleri ve yanında bulunanlar kendi sonlarının nasıl olacağını düşünerek ağlaşmaya başlarlar.

Aradan bir müddet geçtikten sonra Hasan-ı Basrî hazretleri, rüyâsında kendinin vefât ettiğini ve cennete girdiğini görür. Cennette gezerken muhteşem bir köşk ve önünde bir kadın görür.

O kadına;

-Yavrum sen hangi peygamberin hanımı veya kızısın? diye sorar.

Kadın;

-Efendim ben, bir peygamberin hanımı veya kızı değilim. Geçen gün size gelip de sizden rüyâsında kızını görmek isteyen kadının kızıyım, cevabını verir.

Hasan-ı Basrî hazretleri;

-Kızım annen senin Cehennemde yandığını söylemişti. Hâlbuki sen yüksek makamlardasın. Bu makâma nasıl ulaştın? diye sorar.

Kadın;

-Efendim biz kabir hayâtında beş yüz elli kişi azâb görüyorduk. Bir mümin kabristana gelip on bir İhlâs, on bir Felak, on bir Nâs sûresini okudu. Kabristanda yatan müminlerin ruhlarına bağışladı.

Allahü teâlâ bize azâb eden meleğe; “Benim âyetlerim ve adım hürmetine burada bulunan ve azâb görenleri affettim. Onlara azâb etmeyin ve birer makam verin” buyurdu. Onun için bu makâma geldim cevabını verir…”

Netice olarak, ölen yakınlarımızı seviyorsak, onları üzecek kötü amellerden sakınmamız ve onlara dua etmemiz, sadaka vererek, hayır, hasenât yaparak imdatlarına koşmamız lazımdır…

 

Son İçerikler

Hz Musa zamanında bir adam tevbesinde durmaz, ne zaman tevbe etse çok geçmeden onu bozarmış. Yirmi yıl bu şekilde devam eder. Derken Allah Teala...

Hikaye edildiğine göre Hz Musa zamanında bir adam tevbesinde durmaz, ne zaman tevbe etse çok geçmeden onu bozarmış. Yirmi...

Engizisyon İşkence Aleti – Tabut İşkencesi

Orta Çağ'ın en çok tercih edilen işkence yöntemlerinden biri. Bir insanın zar zor sığabildiği, hatta çoğu zaman ite kaka sığdırıldığı bir...

4. Murad’ın çok kuvvetli bir insan olduğu söylenir. Hatta bir Yeniçeri onun yaşıyla alay edince sultan tek vuruşta onu kılıcıyla ikiye bölmüş denir. Doğru...

4. Murad'ın çok kuvvetli bir insan olduğu söylenir. Hatta bir Yeniçeri onun yaşıyla alay edince sultan tek vuruşta onu...

Hz Muhammed (sav) – ”Hüzün kuyusu veya hüzün vadisinden Allah’a sığınırım” oradakiler ”Hüzün kuyusu veya hüzün vadisi nedir, ey Allah’ın Resulü?” diye sorunca Efendimiz...

''Hüzün kuyusu veya hüzün vadisinden Allah'a sığınırım'' oradakiler ''Hüzün kuyusu veya hüzün vadisi nedir, ey Allah'ın Resulü?'' diye sorunca...

Fatih Sultan Mehmet’in Son Seferi – Bu Büyük Türk Sultanı 1481 senesi ilkbaharında üç yüz bin kişilik bir ordunun başında olarak yeni bir sefere...

“Neden bana kıydılar!..” Bu büyük Türk Sultanı 1481 senesi ilkbaharında üç yüz bin kişilik bir ordunun başında olarak yeni bir...

Türklerde hanedanın meşruluğu için soy Oğuz Kağan’a veya Cengiz Han’a neden dayandırılırdı?

Eski Türklerde hanedanın meşruluğu için soyunuzun ya Oğuz Kağan'a ya da Cengiz Han'a dayanması icap ederdi. Timur'un Cengiz ile...

Mutlaka Okumalısınız

Bunları da BeğenebilirsinizÖNE ÇIKANLAR
Size Tavsiye Ediliyor

x