Kutsal kılıç, Hunların ilk atası ve Hun hanedanının banisi, kimsenin bilmediği bir yere atmış ve saklamıştı. Bu kılıcı keşfedecek Hun Kralı, en parlak bir servete erişecek, milletini şanlı bir mevkiye çıkaracaktı. Hun milletinin gönlünde bu kanaat asırdan beri kökleşmişti.
Bu hadise mucize telakki ediyordu. Kutsal kılıcın bulunduğu haberi, derhal Tuna boyunda, Çin hudutlarına, Kırım yarımadasından Baltıkdenizi’ne kadar yayıldı. Çobanın biri, bir koyunun ayağı yaralandığını görmüş ve bunun sivri ve bir çakıldan ancak çakıl taşını ararken, sivri ucu havaya çevrilmiş, yere gömülü bir kılıç görmüş. Bütün milletlere muharebe meydanı vazifesini gören Tuna vadisinde savaşçılar tarafından bırakılmış silahlara ilk defa olarak tesadüf edilmiyordu.
Eğer kılıç, ucu havaya çevrilmiş ve yere gömülü bir halde keşfedilmiş olmasaydı pek o kadar dikkati çekmeyecekti. Kılıcın böyle garip bir şekilde yere çakılı olması olağanüstü bir şeydi. Çoban kılıcı yerden çıkarıp Krala teslim etti. Attila bunun kutsal Hun kılıcı olduğunu anladı. Bütün Hunlar gelip kılıcı son derece hürmet ile ziyaret ediyorlardı. Kutsal kılıcın keşfedildiği saltanat devrinde egemen olacak kralın cihangir olacağı ve bütün dünyayı idaresi altına alacağı eskiden beri söylenen iyi haller cümlesiydi.
Attila Han’ın Liderlik Sırları – Marcel Brion