Bağdat Kadısı Nuri Efendi ile Ulu Cami Hatibi Mehmed Efendi’yi huzuruna getirten Şah Abbas onları Hz Ebubekir ve Hz Ömer’i sövmeye zorladı. Ellerinin çözülmesi şartıyla bunu yapabileceğini söyleyen Nuri Efendi şahın yüzüne karşı, ”Sana ve senin gibi kafirden daha kötü ebedi mel’una bin lanet!” deyip, Dört Halife ile ilgili ayet ve hadisleri okudu.
Bunun üzerine Şah Abbas kadının çenesini deldirip diri diri hurma ağacına astırdı. Daha sonra Şiilerin şikayetçi olduğu hatip efendiye de ” Senin bütün suçlarını affedeyim, ilk iki halifeye söv” teklifinde bulundu. O da ellerini çözdürdükten sonra yüksekçe bir yere çıkıp, şaha kötü sözler söylemeye başladı.
Şah Abbas onu da aynı şekilde Kadı Nuri Efendi’nin yanına astırdı ve ”Ali’yi seven birer kurşun atsın” dedi. Böylece bu iki ilmiye mensubu Kızılbaş kurşunları altında şehit oldular.
4. Murad Şarkın Sultanı
En ağır işkencelere ise Bekir Paşa maruz kalmıştı. Demirden bir kafes içine konulan Bekir Paşa, yedi gün yedi gece uyutulmayıp azap çektirildi. Sonra meydana getirilip yaktıkları ateşe karşı çıplak vaziyette yağları akıncaya kadar tutularak bütün mallarının yerini söylettiler ve bunlara el koydular. O sırada Bekir Paşa’nın oğlu Derviş Mehmed Şah Abbas ile birlikte babasının çıplak halini elinde şarap kadehiyle gülerek seyretmişti. Daha sonra Bekir Paşa kendisinin daha önce Kanber Ağa’ya yaptığı gibi, etrafı petrolle yağlanan bir kayığa konuldu ve ateşlenerek nehrin ortasına gönderildi; orada dolaşa dolaşa yanarak can verdi. Bu arada bir süre sonra Şah Abbas,
”Babasına böyle hıyanet eden birinin bana ne yararı olur?” diyerek Derviş Mehmed’i Horasan’a sürmüş, onun da kaçmaya yeltenmesi üzerine öldürtmüştür.
4. Murad – Şarkın Sultanı