Moğollar her zamanki gibi süvari kıtasını birimlere ayırdılar, Han’ın bir oğlunun kumandası altında yeniden düzenlediler ve tekrar saldırıya geçtiler.
Sağlarındaki Moğollar yüksek ve yalçın dağ silsilesinin teşkil ettiği engeller tarafından durdurulmuşlardı. Celaleddin, Emir Malik tarafından kumanda edilen sağ kanadı müdafaa etmek için savaş hattının bu noktasından taburlar ayırdı. Daha sonra, ordusunun merkezini kuvvetlendirmek için dağı savunan kuvvetlerden birkaç süvari bölüğü aldı. Bir anda her şeyi gözü almaya karar vermiş bir halde ordusunun seçme efradıyla beraber doğruca Moğolların merkezinde Han’ı bulmak için sancağa doğru kendisine yol açarak hücum etti. Fakat ihtiyar Moğol artık orada değildi. Atı ölmüş ve kendisi başka bir atla başka bir yere gitmişti. Bu Harezmiler için bariz bir zafer anı idi. Müslümanların zafer naaraları, yerleri çelik gibi döven at nalı gürültülerinin ve yaralı iniltilerinin üstünde yükseliyordu. Hücumda çok sarsılan Moğolların merkezi inatla muharebeye devam ediyordu. Cengiz Han, Harezmilerin dağlar üzerinde yer alan sol kanadının hemen hemen tamamen çekildiğini fark etmişti. Kılavuzları sorguladıktan sonra Bela Noyan’a her ne bahasına olursa olsun kıtasıyla beraber dağı aşmasını emretti. Bu, Moğolların klasik arkadan dolanma hareketleriydi:
Noyan adamlarıyla birlikte dar boğazlarda kılavuzları takip etti ve geçilmez sanılan keçi yollarına tırmandı.
Savaşçıların bazıları uçurumlara düştüler fakat büyük bir kısmı, gün batarken dağın tepesine eriştiler ve Celaleddin tarafından o noktayı muhafaza etmek için bırakılan bir avuç adamın üzerine doğru indiler. Dağ engelinin üstünde Harezmilerin kanadı dönmüştü. Bela Noyan düşman ordugahına hücum etti.
Bu sıralarda Cengiz Han on bin neferden mürekkep ağır süvarilerin kumandasını alarak tehdit edilen merkeze doğru değil de mağlup olan sol kanadın üzerine doğru yürümüştü. Bu hücum, Emir Malik’in ordusunu şaşırttı. Han, bu orduyu takibe vakit sarf etmeden süvari, bölüğünü topladı ve Celaleddin’in merkez ordularının kanadına doğru sevk etti. Harezm prensini nehrin kenarında bulunan sol kolundan ayırmıştı.
Cesur fakat yorgun olan Müslümanlar, ihtiyar Moğol’un zekası ve bir santranç partisinin son hamlelerindeki kadar mükemmel manevraları karşısında yenildiler. Netice seri ve sert olarak elde edilmişti. Celaleddin, muhafız kıtasına karşı ümitsiz bir hücum yaptı. Ve adamlarını tekrar nehre doğru sevk etmeye çalıştı. Takip edildi. Süvari kıtası ezilmişti. Bela Noyan tarafından sıkıştırıldığı halde nihayet İndüs’ün sarp sahiline erişebildi. Etrafında yedi yüzden fazla taraftarı yoktu.
Her şeyin mahvolduğunu anlayınca yorgun olmayan bir binek hayvanı aldı. Sadece kılıcını, yayını ve bir ok kınını saklayarak öteki silahlarını bıraktı. Hayvanı nehre doğru sürdü, kendini süratli akıntıya bırakarak uzak sahillere doğru yol aldı.
Cengizhan – Harold Lamb