Said ibn Cübeyr dedi ki
-”Ben, Abdullah İbn Abbas’a; Yüce Allah’ın Hz Musa’ya buyurduğu ”Seni kederden kurtardık ve türlü sıkıntılarla seni imtihan ettik!” (Taha 20/40) sözünü sordum. (Yani) ben ona bu ”imtihanlar”ın ne olduğunu sordum. Abdullah İbn Abbas da:
-”Ey İbn Cübeyr! Yarın sabah gel! Çünkü bunun uzun bir hadisi var!” dedi.
Sabah olunca ben de, onun bana vaat ettiği ”fütün hadisi”ni ondan almak için Abdullah İbn Abbas’a gittim. Abdullah İbn Abbas:
-‘Firavun ve etrafında bulunan kimseler, (bir gün) Yüce Allah’ın, Hz İbrahim’e; zürriyetinden peygamberler ve hükümdarlar çıkaracağına dair vaadi hakkında konuştular. Onlardan biri:
-‘Doğrusu İsrailoğulları da bunu beklemekte ve bun(un gerçekleşeceği husun)da şüphe etmemektedirler. Onlar, bunun, Hz Yakub’un oğlu Hz Yusuf olduğunu zannediyorlardı. Hz Yusuf ölünce, onlar: ‘Hz İbrahim’in vaat ettiği bu şekilde değildi!’ dedi. Bunun üzerine Firavun, (etrafındakilere):
-‘O halde sizin görüşünüz nedir?’ diye sordu.
Bunun üzerine Firavun’un etrafında bulunan kimseler, kendi aralarında bu meseleyi görüştüler. En sonunda şöyle bir karara vardılar:
”Ellerinde bıçaklar olan bazı adamları, İsrailoğulları’na gönderecekler. Bu adamlar, İsrailoğulları’nın arasında dolaşacaklar ve yeni doğan (her) erkek çocuğunu bulur bulmaz hemen onu kesecekler.” Bunu (bir müddet) yaptılar.
Firavun’un adamları, İsrailoğulları’nın yaşlılarının kendi ecelleriyle öldüklerini ve küçüklerinin de kesildiğini görünce (kendi nesillerinin tükeneceğinden korkarak):
-‘Böyle giderse yakında İsrailoğulları’nı toptan yok edersiniz. Sonra da sizin yerinize onların yaptığı hizmet ve işleri bizzat kendiniz yapmak zorunda kalırsınız. Bundan dolayı bir sene doğan her erkek çocuğunu öldürün ki, onlar azalsın. Bir sene de (onlardan) hiçbir kimseyi öldürmeden bırakınız ki, küçükler gençleşip ölen büyüklerin yerini alsın. Çünkü bu durumda İsrailoğulları, sizin onlardan hayatta bıraktıklarınızla (sayı itibariyle) çok fazla konumda olmazlar. Dolayısıyla sizler, onların sizden daha fazla olmalarından korkmazsınız. Sizin onlardan öldürdükleriniz sebebiyle de onlar tamamen yok olmazlar, dolayısıyla da onlara olan ihtiyacı sağlamış olursunuz!’ dediler.
İşte bu şekilde onlar, bu konuyu karara bağladılar…
Hz Musa’nın annesi, çocukların kendisinde boğazlanmadığı senede Hz Harun’a hamile kaldı. Bu durumdan mütevellit Hz Musa’nın annesinin yüreğini çok büyük bir sıkıntı ve hüzün kapladı.
İşte ey İbn Cübeyr! (Hz Musa’nın başına gelen) imtihanlardan biri de budur…
İbn Kesir – Peygamberler Tarihi