Halkın kendisinden tir tir titrediği meşhur Haccac, Hasan Basri Hazretleri’ni görmek üzere Basra’ya gitmek ister. Bunu duyan halk korkmaya başlar. Çünkü Haccac gittiği yerlerde kelleler koparmaktadır. Halk, Hasan Basri Hazretleri’nin başına toplanıp ne yapacaklarını kararlaştırırlar ve eğer gelirse onunla muharebe etmeye karar verirler. Hasan Basri Hazretleri halka:
– Siz onunla karşı karşıya gelemezsiniz. Onu yenmeniz mümkün değildir. Onu yenseniz bile Allah size başkasını musallat eder, der.
Ne yapmaları lazım geldiğini sorarlar. Hazret buyurur ki:
– Evlerinizde haram mal varsa, çıkarıp sahiplerine verin. Sahiplerini bulamazsanız, mescidlere götürüp fakir fukaraya verin. Nikahsız kadınlarla alakanız varsa ona son verin. Ya onları nikahlayın veya terk edin. Allah ile kendi aranızda bulunan günahlarınıza da tevbe edin. Oturup Kur’an okumaya başlayın. Umulur ki, Allah Haccac’ın buraya gelip size zarar vermesinden sizi korur.
Basra halkı, onun dediğini yapmaya başlar. Bir de duyulur ki, Haccac Basra’ya gelmekten vaz geçmiş. Halk sevinmeye başlar.
Hasan Basri Hazretleri:
– Ben onun Basra’ya gelmekten vazgeçeceğini biliyordum, der.
– Nereden biliyordun? diye sorduklarında da şöyle söyler:
– Bir kimse sizin yaptığınız gibi, evinden haramları kaldırır, hak sahiplerinin haklarını verir ve Allah’la kendi arasındaki günahları için de Allah’a tevbe eder ve Allah’ın kelamı olan Kur’an’ı okumaya başlarsa, Allah onun dualarını kabul eder. Başlarına gelecek belayı da kaldırır.