Hasan Sabbah’ın temsil ettiği çizgiyi ana hatlarıyla Hz Ali devrinde meydana gelen siyasi olaylara kadar götürebiliriz. Hz Osman’ın hilafeti döneminde başlayan siyasi görüş ayrılıkları Hz Ali devrinde daha da derinleşerek devam etti. Hz Ali halife seçildiği zaman bilhassa Muaviye ile siyasi bir mücadele içerisine girdi. Bu mücadeleler neticesinde İslam toplumu Muaviye yandaşları, Hz Ali yandaşları ve Hariciler olmak üzere üç kısma ayrıldılar. Hz Ali Hariciler tarafından öldürülünce, daha sonra Şia olarak anılacak olan taraftarları, oğlu Hz Hasan’ı, onun öldürülmesinden sonra diğer oğlu Hz Hüseyin’i halife olarak tanıdılar. Muaviye’nin hayatının sonlarına doğru oğlu Yezid’i veliaht ilan ederek hilafeti saltanata dönüştürmesi pek çok sahabe tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.
Yezid hükümdar olunca kendi hakimiyetini meşrulaştırmak için, Hz Hüseyin başta olmak üzere muhaliflerine karşı sert bir baskı politikası izledi. Bu olay neticesinde Hz Hüseyin taraftar toplamak maksadıyla babasının başkenti olan Kufe’ye hareket etti. Ancak, Yezid, bugün dahi İslam toplumunun gönlünde kanayan bir yara olarak yer bulan meşum Kerbala hadisesini gerçekleştirdi ve başta Hz Hüseyin olmak üzere Ehlibeyt mensuplarının büyük bir bölümünü katletti. Bu hadiseden sadece hasta olduğu için savaş meydanına çıkmamış olan, Zeynelabidin Ali kurtulabildi. Hz Ali taraftarları, bu tarihten sonra da Emevi iktidarına karşı muhalefetlerini sürdürdüler. Bir kısmı Zeynelabidin Ali’nin, bir kısmı Hz Ali’nin Hz Fatıma’dan olmayan oğlu Muhammed Hanefi’nin etrafında toplandılar.
Genel olarak Şia adıyla bilinen bu kitle, daha sonraki dönemlerde Ehlibeyt adına ve bu geleneğin başında imam adına mücadeleye devam ettiler. Şia, zamanla kendi içerisinde Zeydiyye, İmamiyye ve İsmailiye gibi kollara ayrıldı. İşte Hasan Sabbah, Şia’nın belki de en savaşçı kolunu temsil eden İmamiyye’ye mensup olup, bu mezhebin önemli temsilcilerinden biriydi. Kaynakların verdiği bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla çok akıllı, iyi bir teşkilatçı ve dindar birisidir Hasan Sabbah… Kısa sürede çok sayıda taraftar toplamış, şehirler ele geçirmiş, nihayet Alamut merkezli bir Nizari/İsmaili Devleti kurmuştur.
Türklerin Serüveni – Haşim Şahin