BAKARA SÛRESİ
Bismillahîrrahmânirrahîm
———————————
(Mealen)
63- Hani sizden sapasağlam söz almış, Tûr’u da üstünüze kaldırmıştık. “Size verdiğimizi kuvvetle alın ve içindekileri zikredin, umulur ki sakınırsınız.”
***
Tûr Dağının Kaldırılış Sebebi:
Mûsâ (a.s), Allah’tan aldığı ve üzerinde Tevrat’ın yazılı olduğu levhaları, İsrailoğullarına getirince onlara: “Bu Tevrat’ı alınız ve onda yazılı olan emirlere uyunuz” dedi. Onlar, hayır Allah seninle nasıl konuştu ise bizimle de konuşmadıkça yapmayız, dediler.
Bundan ötürü baygın düştüler, sonra da diriltildiler.
Hz. Mûsâ yine onlara, bu Tevrat’ı alınız dediyse de onlar yine: Hayır, dediler.
Bu sefer yüce Allah meleklere emrederek onlar da eni boyu bir fersah olan Filistin dağlarından bir dağı kopardılar.
Bu dağ, onların tepelerinde bir gölge gibi tutuldu. Arkalarından da bir deniz, önlerinden yüzlerine doğru ise bir ateş getirildi, onlara:
“Bu Tevrat’ı alınız, hükümlerine uyunuz ve onun hükümlerini zâyî etmemek üzere sizden söz alıyoruz. Ya bunu kabul edersiniz veya dağ üzerinize düşecektir” denilince yüce Allah’a tevbe ile secdeye kapandılar ve bu söz ile Tevrat’ı aldılar.
*
Taberi, kimi âlimlerndan naklederek şöyle demiştir:
Eğer ilk emir ile birlikte Tevrat’ı almış olsalardı onlardan bu konuda herhangi bir söz alınmazdı. Onlar yanları üzere secdeye kapandılar, çünkü korkuları dolayısıyla dağa doğru bakıyorlardı.
Allah onlara merhamet buyurunca şöyle dediler:
Şanı yüce Allah’ın kabul buyurduğu ve kendisi sayesinde kullarına merhamet ettiği secdeden daha faziletli bir başka secde şekli olamaz.
O bakımdan tek yanları üzerine secde etmelerini sürdürdüler.
*
İbn Atiyye der ki:
Başka hiçbir görüşün sahih olamayacağı konu ile ilgili sahih biricik görüş şudur:
Şanı yüce Allah, secde ettikleri vakit kalplerinde imanı yarattı. Yoksa onların kalplerinden huzur ve mutmainlik olmaksızın zor ve baskı altında kalarak iman etmiş değillerdir.
Biz de onlara “size verdiğimizi kuvvetle” tam bir cehd ve gayret ile “alınız” demiştik.
Burada “demiştik” ifadesi hazfedilmiştir (düşürülmüştür).
Bu açıklamayı İbn Abbas, Katade ve es-Süddî yapmıştır.
“Kuvvetle alınız” buyruğunun, ihlaslı bir niyetle alınız, anlamına geldiği de söylenmiştir.
Mücahid der ki: Burada sözü geçen “kuvvetle almak” onda yer alan hükümler gereğince amel etmek demektir.
Bir başka görüşe göre ise kuvvetle almak onu çokça okuyup öğrenmekle olur.
“Ve içindekileri hatırlayın” emirlerini, tehditlerini iyice düşünün, belleyin, onu asla unutmayın, zâyî etmeyin.
İmâm Kurtubî / El Câmiu li Ahkâmi’l Kur’ân