Bumin Kağan, Juan Juan kağanı A-na-ku-i'nın, kızını isteyince A-na-ku-i çıldırdı adeta. Usunu yitirdi. Bu hadsizlikti ve yanıtı verilmeliydi. Bir elçi gönderdi ve şunu söyledi Bumin'e: - Dtarihi
Göktürk TarihiBumin Kağan, Juan Juan kağanı A-na-ku-i'nın, kızını isteyince...

Bumin Kağan, Juan Juan kağanı A-na-ku-i’nın, kızını isteyince A-na-ku-i çıldırdı adeta. Usunu yitirdi. Bu hadsizlikti ve yanıtı verilmeliydi. Bir elçi gönderdi ve şunu söyledi Bumin’e:

-

İşin kötü yanı Juan Juanlara hala bağlıydılar. Onlara demircilik yapıyorlardı. Savaşlarda er veriyorlardı. Canlarını sıkan buyruklara bile ses etmiyorlardı.

 

 

Çağı gelene dek!

Bumin, geleceği hazırlanırken, aynı dili konuştukları benzer törelerle yaşayan Töles boylarına olan ilgisini artırıyordu. Tölesler il kurmak için ona gerekliydiler.

Keulan ırmağından Hazar denizine kadar olan sahaya dağılmışlardı Tölesler.

 

 

Çok kalabalıktılar ve Juan Juan baskısından bıkmışlardı. Onlar da il kurmak hevesindeydiler. Ani bir baskınla Juan Juanları vurmak için hazırlanıyorlardı.

Juan Juan kağanı Tölesleri durdurmak, kalkan başlarını kesmek için Bumin’i görevlendirdiğinde bir hata yaptığının farkında değildi. İki aynı köklü savaşsalar da bu bir bağlantı kurmaktı onlar için. Aynı olduklarını, benzer olduklarını anlamaktı. Anlaşabileceklerini bilmekti.

Juan Juan kağanı bu hatayı yaptı.

 

 

Bumin Töleslerin üzerine ordu çıkardı. Onları hazırlık yaparken yakaladı ve vurdu.

Bumin Tölesleri yendi. Onları Juan Juanlara değil de kendisine bağladı.

”Benim budunum olun! Juan Juanların sonu geldi.”

 

 

Yaklaşık 50 bin çadır olan bu boylara gelecek için vaatler sunuyordu Bumin. Birlik olmalıydılar.

Tölesler Bumin’e inandılar ve bağlandılar.

Bumin, yaşama da geleceğe de başka gözle bakmaya başladı. Güneybatısı Wei ili elçi göndermiş, Töles boyları buyruğuna girmişti. Bir adım daha atmasının zamanı gelmişti.

 

 

Ne yapmalıydı?

Soylu bir hatun almak çok işine yarardı. Bunun için de ya Güneybatısı Wei ili ya da Juan Juanlar seçki olarak önündeydi.

Bumin, her şeyi göze aldı ve Juan Juan kağanına üst orunlu bir erini gönderdi:

 

 

”Juan Juan kağanının kızını bana iste!”

Elbette büyük cüretti.

Reddedilme olasılığı büyüktü ve sonucu da tehlikeli olabilirdi, ancak yapılması gerekenin, çağı geçmeden yapılması gerekiyordu. Kendisini Juan Juan kağanına eşit görmeye başlamıştı.

 

 

Juan Juan kağanı  A-na-ku-i, kızı istenince çıldırdı adeta. Usunu yitirdi. Bu hadsizlikti ve yanıtı verilmeliydi.

Bir elçi gönderdi ve şunu söyledi Bumin’e:

”Sen benim sıradan (adi) bir demircim olan budunun başısın. Sen bir hiçsin. Benim kölemsin. Benim kızımı istemeye nasıl cesaret edersin? Bunun hesabını vereceksin.”

Bu sözler büyük hakaretti.

Üstelik elçi, kağanı A-na-ku-i’ye güvenerek sözleri daha da abartmış, Bumin’in yüzüne karşı büyük bir terbiyesizlik yapmıştı.

Bumin çok kızdı. İlk yaptığı iş kendisine hakaret sözleri eden Juan Juan elçisini öldürtmek oldu. Başını da A-na-ku-i’ye gönderdi. Böylece tepkisini göstermişti. Bu da Juan Juan kağanına hakaretti ve sonu gelecekti.

Elçi öldürmek savaş nedeniydi.

Savaş konusunda Bumin daha iyi durumdaydı, çünkü Tölesleri yanına çekmişti. A-na-ku-i bunu bilmiyordu.

Kutlu Bir Tarih Aşina Soyu – Ahmet Haldun Terzioğlu

Son İçerikler

Nuh tufanı bölgesel mi oldu yoksa tüm Dünya’yı mı kapsadı?

İbn Cerir et-Taberi ile birçok kimse, tufanın Kıpti hesabına göre Ağustos ayının 13'ünde meydana geldiğini belirtmişlerdir. Nitekim Yüce Allah şöyle...

Kanuni Sultan Süleyman, şehzadeliğinde kuyumculuğu öğrenmesi için babası tarafından İstanbul’un en meşhur kuyumcu ustası olan Konstantin’in yanına çırak olarak verilmişti. Henüz tecrübesiz olduğu ilk...

Kanuni Sultan Süleyman, şehzadeliğinde kuyumculuğu öğrenmesi için babası tarafından İstanbul'un en meşhur kuyumcu ustası olan Konstantin'in yanına çırak olarak...

Dört adam yolculuk ediyordu. Uzun yolculukları boyunca şehirden şehre uğramışlar farklı zamanlarda farklı yerlerde konaklamışlardı. O gün de yorgun argın bir şehre girmişlerdi. Hepsi...

Dört adam yolculuk ediyordu. Uzun yolculukları boyunca şehirden şehre uğramışlar farklı zamanlarda farklı yerlerde konaklamışlardı. O gün de yorgun...

İbrahim bin Edhem, Belh şehrinin padişahı idi. Kırk adet veziri vardı. Her gün sarayı için dört bin koyun boğazlardı. Bir söz ile kendi kendine...

İbrahim bin Edhem, Belh şehrinin padişahı idi. Kırk adet veziri vardı. Her gün sarayı için dört bin koyun boğazlardı....

Engizisyon İşkence Aleti – Boyun İşkencesi

Boyun İşkencesi, infaz için değil küçük suçlara karşı düşünülmüş bir işkence yöntemiydi. Aşağılayıcı ve acı verici olan bu yöntemde,...

Abdulkadir Geylani: (Gizli Şirk) Zenginlikte Şirk

Allah'ın sana lutfuyla vereceği nimetlerle arana giren, mahlukata dayanıp güvenmendir. Mahlukat senin kazanmana perde olup, engel olmaktadır. Ve onlarla...

Mutlaka Okumalısınız

Bunları da BeğenebilirsinizÖNE ÇIKANLAR
Size Tavsiye Ediliyor

x