Fatihin şahsı etrafında Asya’nın en kızgın ve vahşi zihniyetleri toplanmış bulunuyordu.
Denizden, Küşlüg’ün kısa bir süre sonra hakim olacağı Karahıtayların da dahil olduğu Tiyan Şan’a kadar Türk ve Moğol muharipleri görünüyordu. Şimdilik kabile kinleri unutulmuştu. Olayların gelişmesi doğrultusunda putperest veya papaz, şeytana tapan, Muhammedi veya Nesturi Hristiyan, herkes kardeş gibi beraber oturmuştu. Herşey olabilirdi. Neticede şu gelişmeler kaydedildi: Moğol Hanı, atalarının durduğu hudutları geçti. Bütün yukarı Asya milletlerini idare edecek tek bir adam, yani bir imparator seçmek üzere Hanlar Şurası’nı yani kurultayı topladı. Onları diğerleri üzerinde nüfuz sahibi olmak üzere içlerinden birini seçeceklerini anlattı. Gayet doğal olarak, son üç senelik gelişmeler doğrultusunda kurultay, Timuçin’i seçti.
Kurultay ayrıca Timuçin’in üstlendiği görevi tasvir eden bir lakap sahibi olması lazım geldiğine karar verdi.
Bunun üzerine kurultayda bulunan bir kahin öne çıkarak Timuçin’in yeni isminin ”Cengiz Han’‘, yani hükümdarların en büyüğü, insanoğlunun imparatoru olacağını söyledi.
Kurultay bu fikri beğendi. Bütün Hanların hep bir ağızdan ısrar etmeleri üzerine Timuçin de yeni unvanını kabul etti
Cengiz Han – Harold Lamb