Cimri bir münafık, karısına hiçbir kimseye sadaka vermeyeceğine dair yemin ettirmiş. Bir gün bir dilenci kapıya gelip: ”Allah rızası için bana bir şey verin!” diye yalvarmış. Bu sözler karşısında kadın dayanamayıp dilenciye üç çörek verir. Dilenci evden ayrılınca münafık adamla karşılaşır. Çörekleri tanıyan adam: ”Bunları sana kim verdi” diye sorar: Dilenci falan evden aldığını söyler. Hızla evine dönen münafık, karısını: ”Sana kimseye sadaka vermeyeceksin” demedim mi! diye azarlar. Kadın: ”Allah rızası için sadaka vermiştim” diye kendini savunur. Bunun üzerine münafık gidip fırını kıpkızıl oluncaya kadar yakar. Sonra karısına dönerek: ‘‘Hadi bakalım, Allah rızası için at kendini fırına! der. Kadın kalkar, ziynet eşyalarını takar. Adam karısına müdahale eder: ”Süs eşyalarını bırak!” der. Kadın: ‘‘Seven, sevgilisi için süslenir! Ben sevdiğimi ziyarete gidiyorum!” der ve kendini fırına atar. Münafık fırının kapağını üzerine kapatır ve çeker gider.
Aradan üç gün geçer, münafık merak eder ve gelip fırının kapağını açar. Bir de ne görsün, kadın fırında, Allah’ın takdiriyle sapasağlam duruyor! Bu durum karşısında adam şaşkınlıktan donakalır. O sırada gizli bir ses duyar:
Sevdiklerimizi ateşin yakmayacağını tahmin edemedin mi?”
İmam Gazali – Kalplerin Keşfi