Malik bin Dinar anlatıyor:
Hacca gidiyordum. Boş bir arazide, bir kuşun, ağzında ekmekle bir yere inip kalktığını, sonra tekrar ekmek getirip yine kalktığını gördüm. Kuş aralıklarla aynı şeyi yapıyordu. Merak ettim. Kuşun indiği yere gittim. Bir de baktım ki, kuşun indiği yerde eli kolu yere bağlı bir adam yatıyor. Adamı çözüp, bunun neyin nesi olduğunu sordum. Adam anlattı:
– Ben de senin gibi hacca gidiyordum. Eşkiyalar bizi soydular.Beni de buraya bağlayıp gittiler. Benim burada olduğumu kimse bilmiyordu. Bağlı olarak aç susuz beklemeye başladım. Bu çukurda kimse beni ne görür ve ne de bilir. Ben de ölür giderim diye düşündüm. Bu çaresiz durumda Allah’a iltica ettim. Dedim ki:
– Ya Rabbi, sen her şeyden haberdarsın. Ben senin beytini ziyaret için yola çıkmıştım. Başıma bu felaket geldi. Beni bu durumdan kurtar.
Bu duayı yaptıktan sonra bu kuş ağzında ekmekle gelip, ağzıma ekmekleri bırakmaya başladı. Nereden alıyorsa, bir kapla da su getirip göğsüme konuyor. Gagasıyla su kabını eğdirip benim su içmemi sağlıyordu. Fakat yere bağlı olduğum için kurtulamıyordum. Sadece açlık ve susuzluktan ölmemiş olarak bekliyordum ki, sen geldin.
Malik bin Dinar Hazretleri bu hadiseye çok hayret edip çok ibret aldığı için insanlara anlatıyordu.
Ali Eren – Dini Hikayeler
Resulü Ekrem şöyle buyurdular: -Müşriklerin bu gece beni kendi evimde öldürmek için yüz kişilik bir grup halinde evimi saracaklarını ve bana hücum edeceklerini Sonra, Aziz ve arkadaşları, Hz. Yûsuf (a.s.)'un mâsûmiyetini isbat eden bütün o kat'î delilleri görmelerine rağmen, halkın dedi-kodusunu kesmek için onu zindana attılar. Hatta onunla beraber, biri hükümdârın sâkîsi, diğeri de ekmekçisi olmak üzere iki delikanlı daha hapse atıldı. Onlar, hükümdarı… Avcı ile serçe - Şa'bi şöyle bir hikaye anlatır: Avcının biri bir gün bir serçe avlar. Serçe dile gelerek ''Beni ne yapıcaksın?'' diye sorar. Avcı ''Seni kesip yiyeceğim'' cevabını verir. Bunun üzerine serçe Musa aleyhisselam zamanında bir kişi vefat etti. Zahiren fasık, günahkâr bir kişiydi. İnsanlar onu yıkamadan, kefenlemeden, üzerine namaz kılmadan, elleriyle de değil, ayaklarıyla iteleyerek çöplüğe attılar. Allah-u Zülcelal Musa aleyhisselama şöyle vahyetti: Yasin Suresinde bahsedilen Hatay'a bağlı Antakya kavmi nasıl helak oldu? Kuran'da 34 Şirk Çeşidi İbrahim bin Edhem, Belh şehrinin padişahı idi. Kırk adet veziri vardı. Her gün sarayı için dört bin koyun boğazlardı. Bir söz ile kendi kendine geldi. Tövbe etti. Bu dünyanın geçici olan padişahlığını bırakıp ahiretin baki ve devamlı olan padişahlığına sarıldı. O devamlı olan mülkte padişah oldu.… Sad bin Ebi Vakkas, (bir gün) Üsame bin Zeyd'e -'Taun/veba hakkında Resulullah'dan ne işittin?' diye sordu. Üsame bin Zeydde şöyle dedi: Resulullah: Hz Musa'ya beddua eden Bel’am bin Baura, nasıl helak oldu? Bel’am, eşeğinden inmeden ona bir daha vurduğunda eşek yürüdü. Öyle ki Bel’am, Hüsban Dağı’nın tepesine çıktı ve orada Hz Musa ile İsrailoğulları’nın karargahını gördüğünde beddua etmeye başladı. Yalnız Mevlana'nın aşk sözleri (Rubailer) Masonlukta sembollerin 20 sırrı 4. Murat, bir gece, tebdil-i kıyafet (kılık değiştirerek) İstanbul'a indiğinde, karşıya geçmeye karar verip bir sandal kiralamış Sandalcı, müşterisinin sultan olduğunu bilmiyormuş tabii. Bir ara, sandalın yanından sarkan bir ipi çekmiş İpin ucunda bir testi! Sultan, Cehennemliklerin beş duası vardır. Allah Teala bunların dördüne cevap verir, beşinci isteklerini de söyledikten sonra bir daha ebedi olarak konuşamazlar. Birinci dualarında şöyle derler: Sadi Şirazi Sözleri Abdullah bin Ömer Resulullah’ın bir gün halkın arasında Mesih Deccal’i anlatarak şöyle buyurdu: Şüphesiz ki Yüce Allah, tek gözlü değildir. Dikkat edin ki, Mesih Deccal, Fransa Kralı Güzel Philippe, Tapınak Şövalyeleri'ni neden yaktı? Zalim padişahı kabirde yutan yılan - Bu padişah ölürken nasihat etti ve dedi ki: -Ben öldükten sonra beni kabire koymayın. Zira ben kabirden ve kabir azabından korkarım. Ben başkalarına çok zulmettim. Başkalarını çok incittim. Etrafında bulunanlar dediler ki: -Ne yapmamızı istersin? Cevaben dedi ki: İbrahim Edhem Hazretleri Belh şehrinin valisiyken taç ve tahtını terk edip çöllere düşen ve kendisini tamamen ibadete veren bir zattı. Valiyken emrinde olanlardan birisi, onu elbiselerini dikerken bulmuştu. "Gel bu hali terk et de eski saltanatına dön" diye ısrar etti. İbrahim Edhem kabul etmeyince… Sultan 2. Abdülhamit Han'ın başkatibi Esad Bey anlatıyor: ''Bir gece yarısı, çok mühim bir evrakın imzası için Sultanın kapısını çaldım ama açılmadı. Bir müddet bekledikten sonra tekrar çaldım, yine açılmadı. Acaba Sultan'a bir Emr-i Hak mı vaki oldu? Attila, adeta öfkesinden ağzından soluyordu, Buna sebep de Şair Marullus’un yalakalağı ile onu, haşa Tanrı ile eş tutan ve göklere çıkaran mısraları idi. Bu mısralar karşısında öfkeli sesi, Romalıların ve Marullus’un kulaklarında yankılanıyordu: Hz Ömer bir gün mescidde oturuyordu. Rum imparatorunun elçisi, bazı hediyeler, bir doğan, bir tazı ve bir şişe zehirle Ömer'in yanına geldi ve şöyle dedi: ''Hz İbrahim, insanları, evinde konuk ederdi. Bir gün konuk edecek adam aramaya çıktı, fakat hiçbir kimseyi bulamadı. Eve döndüğünde, içeride bir adam gördü. Ona: -'Ey Allah'ın kulu! İzin almadan ne sebeple evime girdin?' diye sordu. O da: Yine bir gün Hz Peygamber: ”Ben Miraç gecesinde cehenneme uğradım, halkına baktım ve çoğunun fakir olduğunu gördüm.” buyurduklarında sahabe: ”Ya Resulallah, maldan mı fakirdiler?” sorusuna: Hz Ömer'in zamanında, cönk çalan yaşlı ve zengin bir çalgıcı vardı. Bülbülü bile kendinden geçiren güzel bir sesi vardı. Çalgıcı yaşlanınca, Ebu Hureyre ve Zina eden kadın - Ebu Hureyre başından geçen bir olayı şöyle anlatmıştır: Bir gece yatsı namazını Resulullah ile kıldıktan sonra çıktım. Yolda bir kadınla karşılaştım, dedi ki: ''Ey Ebu Hureyre! Bir günah işledim, tevbe etsem kabul olur mu?'' Ona, ne günah işlediğini sordum, şöyle… İmam Ebu Yusuf, İmam-ı Azam Hazretleri'nin en meşhur talebesiydi. Annesi İmam-ı Azam Hazretleri'ne uğrayarak: - Ya İmam, ben dul bir kadınım, bu da geçimimizi temin etmek için bir elbisecide çırak olarak çalışıyor. Fakat senin ilim meclisine sık sık uğramaya başladı. Eğer o buraya devam ederse biz… Musa Peygamber gezilerinden birinde yoldan bir ihtiyara rastlar. İhtiyar o derece yaşlanmıştır ki artık beli kamburlaşmıştır. İlk bakışta daha beline taktığı kuşaktan ateşperest olduğu anlaşılıyordu. Zaten adam bir ateş yakmış, karşısında boyuna tapınıyordu. Fatih Sultan Mehmet ayakta; Kadı Efendi oturuyor ve mahkeme başlıyor. Fatih Sultan Mehmet'in, adamın arsasını zorla iktisab etmekten elinin kesilmesi konusunda karara varılıyor. Fatih Sultan Mehmet'in eli kesilecek. Ama Osmanlı adaletinde Kuran'da geçen Ress kavmi nasıl helak oldu? Kanuni Sultan Süleyman'ın Gazi Bali Bey’e Fermanı Bir gün pazarcıya Hz Süleyman nasihat etti ve dedi ki: ''Rızık için hiç tasa çekme. Allah-u Teala'nın emirlerini ifa ile meşgul ol. Rızık Allah-u Teala üzerinedir.'' Pazarcı, Hz Süleyman'a dedi ki: Hz Salih’e – karşıdaki bir kayayı işaret ederek-: -‘Ey Salih! Şu karşıdaki şu ve şu özelliklere sahip boylu-postlu,gebe bir deve çıkarırsan (belki sana iman ederiz)!’ şeklinde bir şart koşmuşlardı. Hz Salih de, onlara: -'Ben, Musa'yım!' dedi. Hızır: -'İsrailoğullarının Musa'sı mı?' dedi. Hz Musa: -'Evet! Sana öğretilen doğruyu bulma yeteneğini bana öğretmen için senin yanına geldim!' dedi. Hızır da: Bir gün Hz Musa Tur dağına münacata gitmekte idi. Bir Mecusi önüne çıktı. Hz Musa’ya dedi ki: -Rabbine söyle ki ben ona tapmıyorum. Benim rızkımı muktedirse kessin. Ben onu Nebukadnessar, iki aslanı (dövüştürmek için iyice) kızıştırdı. Sonra o iki aslanı bir kuyuya attı. Danyal peygamberi de getirip Ata bin Rebah şöyle der: Bir gün Hz Aişe'nin yanına girdim ve ona: ''Resulullah'tan gördüğün en ilginç şeyi bana söyler misin?'' diye sordum. Bunun üzerine Hz Aişe ağlayarak şunları söyledi: Odunculukla hayatını kazanan bir zat vardı. Allah'a karşı kulluk vazifesini yapar, kimsenin ekşisine tatlısına karışmazdı. Bu zahit kişinin bulunduğu köyün yakınında bir köy daha vardı, onlar da dağda kutsal diye kabul ettikleri bir ağaca taparlar, ondan meded beklerlerdi. Oduncu, bir gün: HZ MUHAMMED (S.A.V.) SÖZLERİ Yavuz Sultan Selim'in , Şah İsmail ile santranç oynadı mı? - Bu yıllarda gizlice İran'a gittiği, hatta Şah İsmail ile karşılıklı santranç oynadığı gibi Mekke'de ilk puta tapma olayı Amr b. Luhayy liderliğinde nasıl gerçekleşti? ''Yüce Allah, Hz İsa'yı göğe yükseltmeyi dilediğinde Hz İsa havarilerden on iki kişinin bulunduğu evde (orada bulunan) bir pınardan/çeşmeden (yıkanıp) başından su damlayarak onların yanına çıktı ve: -'Sizden biri bana iman ettikten sonra Hasan Sabbah'ın inanılmaz derecede gözü kara adamları ve fedaileri vardır. Zaman zaman halkın içinde Ünlü seyyah Marco Polo, Hasan Sabbah ve Haşhaşileri nasıl anlatıyor? - Şeyh, bir hükümdarın katlini isteyeceği vakit gence şöyle diyordu: İmam- Azam - Ameş ve Karısı Şüphesiz Yüce Allah, Hz Yahya’ya; hem kendisinin amel etmesi ve hem de İsrailoğulları’na da onlarla amel etmelerini emretmesi için beş direktif vahyetti. Fakat o, bunu yapmakta gecikti. Bunun üzerine Hz İsa, ona: İhlasla Verilen Sadaka Hac Yerine Geçmiş Hz Yunus bu balığın karnına yerleşince kendisinin öldüğünü zannetti. (Vücut) organlarını hareket ettirince organları hareket etti. Böylelikle hayatta olduğunu anladı. (Balığın karnında) Yüce Allah’a secdeye kapandı ve: Fatih Sultan Mehmet Ahmed bin Hadraveyh'in evine bir gün hırsız girdi. Her tarafı aradı, fakat götürecek bir şey bulamadı. Eli boş döneceği zaman Ahmed bin Hadraveyh; - Ey genç! Şu kovayı al su doldur. Hz İsa bin Meryem bebek iken konuştuğunu söyledikten sonra