Bir defasında Malik Bin Dinar’ın nefsi incir istemişti. Bu husustaki arzusu 7-8 sene bütün şiddetiyle devam etti. Kendisini bu husustaki şiddetli arzusu rahatsız ve huzursuz etti. Dedi ki:
-Ey bedbaht nefis! Gel seninle pazara gidelim. İyice gör ve seyret ki bu sana kifayet eder.
Pazara vardı. Gördü ki birisi yaş ve taze incir satar. Malik’in nefsi dedi ki:
-Allah-u Teala’nın izzet ve celali hakkı için şu yaş incirlerden alıversene. Yoksa can veririm.
Malik nefsine dedi ki:
-Nalınlarını veriver. Bir iki gün de nalınsız geziver.
Malik nalınlarını çıkarıp eline aldı. O incir satan adamın yanına vardı. Dedi ki:
-Şu nalınlarımı al da bana birkaç tane incir ver.
O incir satan adam nalınlarını alarak fırlattı attı. Ve dedi ki:
-Bu neye yarar ve kaç para eder?
Malik Bin Dinar vardı. Nalınlarını aldı. Yürüyüp uzaklaştı. Öteden birisi incir satana yaklaştı ve dedi ki:
-O nalınını fırlatıp atttığın ve kendisine incir vermediğin kimsenin kim olduğunu biliyor musun?
-Bilmiyorum.
-Şey Malik Bin Dinar denilen kimsedir.
Bunun üzerine o incir satan kimse bir ah çekti ve kölesine dedi ki:
-Al şu bir tabak inciri, az önce buradan ayrılan şeyhin ardından yetiş, kendisini ara bul ve ver. Eğer alıp incirden yerse seni azat ediyorum.
O köle hemen bir kaba bir miktar incir koyup arkasından seyirtti. Aradı taradı buldu. Dedi ki:
-Şeyhim, siz bu inciri alırsanız ben azat olacağım.
Şeyh dedi ki:
-Sen azat olacaksın amma bu defa da ben esir olacağım. Nefsimin istediğini vermem demek o suçu Mevla’mdan istemem demektir.
Malik Bin Dinar ömrümün sonuna kadar incir yememiştir.
Müzekkin Nüfus – Eşrefoğlu Rumi