MEVLANA SÖZLERİ

İhtiraslıların göz testisi dolmaz. Sedef, kanaatkar olmadıkça inciyle dolmaz.

Edeple başarılı olmayı Allah’tan isteyelim. Edepsiz; Allah’ın lütfundan mahrum olmuştur. Edepsiz, sadece kendisine kötülük yapmaz; hatta bütün dünyayı ateşe verir.

Huzursuzluklar ve kederden her ne ile karşılaşsan, korkusuzluktan ve de küstahlıktandır.

Ayaktaki diken mademki böyle zor bulunur, cevap ver, gönüldeki diken nasıl olur?

Peygamber: ”Sırrını gizleyen muradıyla çabuk buluşur” dedi. Tohum toprak içinde gizlenince, gizlenmesi bahçenin yeşillenmesine sebep olur. Altın ve gümüş gizli olmasalardı, madende nasıl oluşurdu.

İyi ve kötünün imtihanı, altının kaynayıp kötü maddeden ayrışması içindir.

Sonuçta kazanmak, müminler içindir; ahirette kaybetmekse münafıklar için.

Alçak kişilerin işi ise hile ve hayasızlıktır.

Kişi, sevgi ve öfkeden şaşı olur.

İblis, hasedinden dolayı Adem’den utanır, kıskançlığından dolayı saadetle savaşır. Yolda bundan daha zor geçit yoktur. Yoldaşı haset olmayana ne mutlu.

Yiğit kişilerle sohbet seni yiğitlerden yapar. Sen kaya ve mermer taşı olsan gönül sahibine varınca mücevher olursun.

Putların anası, sizin nefs putunuzdur.

Kaderle pençeleşme ki kader de seninle kavgaya tutuşmasın.

Hakk’ın önünde ölü gibi olmak gerekir.

İnsan hile yapar, hilesi toprak olur. Can zannettiği, kan içici olur.

Bu dünya zindandır ve bizse zindandakiler. Zindanda çukur kaz ve kendini kurtar.

Her sırrı açıklamak uygun değildir.

Şu üçünü açıklamada dudağını hareket ettirme: Geliş gidişinden, paran ve düşüncenden. Çünkü bu üçünün hasmı çoktur. Düşman onu bilince, sana pusu kurar.

Öyleyse gizli olan şeyler zıddıyla anlaşılır. Hak, zıddı olmadığı için gizlidir.

Ahmağın özrü suçundan daha beterdir.

Düşman sana dostane de söylese, yemden de söz etse tuzak bil. Sana şeker verse, bunu zehir bil. Bedence güzellik gösterse, bunu zulüm bil.

Koyunun kurttan kaçmasına hayret edilmez. Koyunun kurda gönül vermesine şaşılır. Ey makamıyla zulmeden! Bil ki kendin için bir kuyu kazıyorsun.

Peygamber ”-Önce selam, sonra söz” dedi.

Şeytan ”Beni azgınlığa uğrattığından dolayı” dedi, alçak şeytan kendi fiilini gizledi. Adem ”Nefsimize zulmettik” dedi. O bizim gibi, Hakk’ın fiilinden gafil değildi. Edebinden dolayı suçta, Hakk’ı gizli tuttu/anmadı. O suçu kendine ait görmekle yarar elde etti.

Gülü anlatmayı bırak, Allah aşkına gülden ayrı kalan bülbülü anlat.

Nefis, çok övgülerle Firavun olur. Tevazu ile alçak gönüllü ol, büyüklenme.

Uyanık ol! Veliler zamanın İsrafil’idir. Onlarda ölüler için hayat ve zindelik vardır.

Akıllılık geçmişi hatırlamaktandır.

Peygamber dedi: ”Sürekli olarak iki melek öğüt amacıyla hoşça seslenir: ”Ey Allah’ım! Bağış yapanları doyur, her dirheme karşılık yüz bin ver. Ey Allah’ım cimrilere dünyada ziyan üstüne ziyan ver”

Peygamber, ”Kanaat nedir? Hazine” dedi. Sense hazineyi eziyetten ayırt etmiyorsun.

Fakirliğe sabret ve bu bıkkınlığı bırak. Çünkü fakirlikte yücelik sahibi Allah’ın izzeti vardır.

Peygamber dedi: ”Kadın akıllara ve gönül sahiplerine tam galip gelir. Cahillerse kadına üstün olur, çünkü onlar sert ve serkeş davranır.

Sevgi ve incelik, insanlık vasfıdır. Öfke ve şehvet hayvanlık vasfıdır.

Nice şeker gibi tatlı vardır, ancak zehir şeker içerisinde gizlidir.

Hak nuru kendisine önder olan kişi esere ve sebeplere köle olmaz.

Peygamber dedi: ”Hak buyurdu: Ben yukarı ve aşağıya sığmam. Ben yeryüzüne, gökyüzüne ve arşa da sığmam. Bunu kesin olarak bil, ey aziz! Hayet! Müminin gönlüne sığarım. Beni ararsan, o gönüllerde ara.”

Bir pire için sen bir kilim yakma. Her sineğin baş ağrısıyla günü bırakma.

Suretlerde kalırsan putperestsin. Sureti bırak ve manaya bak.

Ey kardeş! Kendi kafir nefsinden kurtulmak için iğne acısına sabret.

İblisin gerekçesi, ”Ben daha hayırlıyım idi. Ve bu hastalık her yaratılmışın nefsinde vardır.

Şükret, gururlanma, burun yapma/kibirlenme, dinle ve hiç bencillik yapma.

Felsefeci şeytanı inkar eder, aynı anda şeytanın oyuncağı olur.

Ey ayıpları örten! Örtümüzü kaldırma; imtihanda bize yardımcı ol.

Lanetli iblis, yüz binlerce yıl abdallardandı ve inananların beyiydi.

O Ebu Cehil’in oğlu, açık şekilde mümin oldu; o peygamber Nuh’un oğluysa sapıklardan.

Arzuyu sabır gerçekleştirir, acele değil. Sabret. Allah doğruyu daha iyi bilir.

Kinin aslı cehennemdir. Senin kinin, o bütünün parçasıdır ve dinin düşmanıdır.

”Ben Hakk” -sözü-, Mansur’un dudağında nurdur; ”Ben Allah’ım”, Firavun’un dudağında şirktir.

Ahmed’in çabası olmasaydı sen de ataların gibi puta tapardın.

Sabır, imandan baş tacı elde eder. Sabrı olmayanın imanı yoktur. Peygamber, ”Allah, tabiatında sabır bulunmayana iman vermedi” dedi.

O Ebu Cehil, Muhammed’den utandı ve kendini kıskançlıkla yukarıda tutuyordu. Adı Ebu’-l Hakem’di, Ebu Cehil oldu. Hayret! Nice ehliyetli kişi, hasetten, ehliyetsiz oldu.

İnsan dilinin altında gizlidir. Bu dil, can dergahı üzerinde perdedir.

İnsanın asıl gıdası Hak nurudur.

”Yarın” diyen sen, bil ki zamandan geçen her günde, O kötü ağaç daha gençleşiyor ve bu sökecek kişi de ihtiyarllayıp acizleşiyor. Diken kökü güçlenme ve yükselmede, diken koparan ihtiyarlamada ve eksilmedi.

Her kötü huyunu diken kökü bil; sonuçta defalarca ayağına diken battı.

Sakın ”Yarın” deme, çünkü yarınlar geçti.

Hristiyan’ın cahilliğine bak, asılmış ilaha sığınmış. Çünkü onun sözüne göre Yahudi onu asmış; o zaman onu nasıl koruyabilir?

Alçak, haram yiyici, çok ihtiraslı kişinin dirilişi hesap gününde domuz suretindedir.

Dost altın gibidir, bela da ateş gibi. Halis altın ateşin ortasında hoştur.

Sakın! Tövbe ederim, sığınırım fikrine dayanıp suç ve günah işleme.

Akılsız dost, bizzat bir düşmandır.

Cennet hoşlanmadıklarınızla çevrelendi; cehennem isteklerimizle çevrelendi.

Çünkü akıllı kişiden bir cefa gelse, cahil kişilerin vefasından daha iyidir bu.

Aptalın dostluğu , dert ve sapıklıktır.

Korku ve ümitsizliği gulyabani bil; en aşağı yerin dibine dek kulağını çeker.

Yanlış olanları, ne çeker? Yanlışlık. İşsiz olanları, ne cezbeder? İşsizlik. Çünkü her cins, kendi cinsini çeker. İnek, erkek aslana doğru nasıl yönelir?

Hak ile birlikte olmak isteyen kişi evliyanın huzurunda bulunsun.

Şeytan, kimi kerem sahibi kişilerden ayırırsa onu yanlız bulup kafasını yer.

Hastalık, içinde rahmetler olan definedir; kabuk soyulunca iç tazelenir.

Bir gönlü incinmişin bedduasıyla gökyüzünden bir perde asıldı.

Cehennem köprüsü üzerine bir cami yaptılar; Hak ile hileler tavlası oynadılar.

Doğru ümidiyle eğriyi satın alırlar. Zehir şekere girer, o zaman yenir.

Tuzağa yemler dökmek, cömertlik değildir. Senin oltandaki et, balık yakalatır. Öyle bir lokma ne bağıştır, ne de cömetlik.

Aptallar camiye saygı gösterir, gönül sahibini incitmeye çalışır.

Sabır, Sırat köprüsü gibidir, öte yanda cennet.

Nefis Nemrud’dur, akıl ve cansa Halil.

Peygamber, ”Gözlerim uyur, kalbim halkın Rabbinden habersiz olmaz” dedi.

Alçak sıfatlılardan bana bıkkınlık geldiğinde, saflar halinde kuşlar gibi uçarım.

”İnananlar kardeştir” sözünden öğüt alarak -kabuklarını- kırıp bir beden oldular.

Hikmetler Allah’ın askerleridir. Allah, onlarla müritlerin ruhlarını güçlendirir.

Hikmetler, peygamberlerin açıklamalarıdır ve delilleridir.

Buna ancak Allah’a sığınan, dinini dünyasına tercih eden ulaşır, hikmet hazinesinden, değer kaybetmeyen ve miras olmayan büyük mallar, ulu ışıklar, değerli mücevherler ve kıymetli araziler alır.

Bil ki kötülerin ölümü kötü mizaçtandır.

Kibir kokusu, ihtiras kokusu ve tamah kokusu konuşma esnasında soğan gibi olur.

Hakk’ı anmak temizliktir. Temizlik gelince, pislik pırtısını toplayıp çıkar.

Firavun’a yüz mülk ve mal verdi, neticede o izzet ve ululuk etti. O kötü özlü, Hakk’a doğru yakarmaması için bütün ömründe baş ağrsı görmedi. Hak ona bu dünyanın mülkünü verdi; ona dert, hastalık ve üzüntüler vermedi. Gizlide Hakk’a dua etmen için dert, dünya mülkünden daha iyidir. Dertsiz dua etmek, donukluktandır; dertle dua etmekse, sevmektendir.

Kendisine iyilik yaptığın kişinin kötülüğünden sakın.

Günahlarda gönlünü darlıklar sarar. Darlıklar ecelden sonra zincir olur. ”Burada bizi zikretmekten yüz çevirene, dar geçim veririz ve körlükle cezalandırırız.”

Mazlumlar için kuyu kazıyorlardı. Kuyuya düştüler, ”Ah” demekteydiler.

Nice nazlı kişiler, ay gibi gül yanaklı ümidiyle dikene katlanır.

İmtihan üzerine imtihan var. Dikkat et! Az imtihanla kendini üstün görme.

Gözü, ilahi yardımdan başka kim açabilir? Öfkeyi, sevgiden başka kim söndürebilir?

Bilinmeyen harabede korunmak için altın definesi vardır. Bilinen yere define nasıl konur? Ferahlık, bunun gibi sıkıntı altında gizlidir.

Kur’an, senin için asa gibidir; ejderha gibi küfürleri yutar.

Dedi ”Küfre rıza küfürdür” nüktesini Peygamber söyledi, onun dediği mühürdür.

Fakat kahırda gizlenmiş bir lütfu veya lütfun içinde yer almış bir kahrı, Az kişi bilir; ancak gönlünde can mihengi buluna Hak eri bilir.

Ahmed bir sözünde bu şekilde buyurdu: ”İnsanların güzelliği dillerinde gizlidir.”

Akıllılar önceden ağlar; cahiller sonunda başlarına vurur. Din gününde pişman olmamak için işin başlangıcında sonu gör.

Hak bu nedenle buyurdu: ”İstisna edin, ”Allah dilerse”yi sözünüze ekleyin.

Ey filan! Allah, sabrı hakka eş yaptı; ”Ve’l-asr” suresinin sonunu dikkatlice oku.

Kutup, padişahlar padişahı ve sefa denizi Mustafa bize doğru buyurdu: ”Cahilin sonuçta göreceğini, akıllılar önceden görürler.”

Nimet verene şükretmek, akılca vaciptir. Yoksa ebedi öfke kapısı açılır.

O Asbab- Kehf’e göre üç yüz dokuz yıl kedersiz ve hasretsiz bir gündü. Ruhları yokluktan bedenlerine geldiğinde onlara bir gün göründü.

Aşağılık kötülerin huyu budur. Sen iyilik edince, kötülük eder. Nefsini bu sabırla iki büklüm et; zira kötüdür ve ona iyilik uymaz. Kerem sahibine ihsan edersen, yaraşır; o, bire karşılık yedi yüz verir.

Nefis ve şeytan ezelden birdir, Adem’e düşman olmuştur ve onu kıskanır.

Akıllı kişi, işin sonunu önce gönlüyle görür; bilgisi az kişiyse sonunda görür.

Çünkü yavaş davranmak, kesin olarak Rahman’dandır; acele etmek, lanetli şeytandandır.

Nefsini aşağılık edene ne mutlu! Nefsin tekmesiyle ölene eyvahlar!

Ay gibi Yusuf’un bulunduğu yer, kuyunun dibi de olsa cennettir.

O Peygamber, ”Din öğüttür” dedi; öğüt sözlükte hainliğin zıddıdır. Bu öğüt dostlukta doğruluktur, hainlik içindeysen hain ve köpek derilisin. 

Aşk dava gibidir, eziyet görmek de onun şahidi. Şahidin yoksa dava yok olur.

Şeytan ordu içinde yüzbaşı oldu, ”Gerçekten ben size komşuyum” diye efsun okudu. Kureyş onun sözüyle hazırlandı; her iki ordu karşılaştı. Şeytan yolda müminlerin safı tarafında meleklerden bir ordu gördü. O ”Görmediğiniz ordular” saf kurmuştu; onun canı, korkudan ateşkede oldu. ”Ben şaşırtıcı bir ordu görüyorum” diyerek, ayağını geri çekmeye başladı. ”Hey: ben Allah’tan korkuyorum; bana ondan yardım yoktur. Gidin, ben sizin görmediğinizi görüyorum.

Hadisteki şu güzel öğüdü dinle: ”En kötü düşmanınız, içinizdedir.”

Peygamber ”Sözde büyü vardır” dedi. O güzel yiğit gerçek söyledi.

İnsan zenginlikte azar.

Akılsızları her hava kapıp götürür; çünkü onların güçlerinin ağırlığı yoktur.

Ey güzel tabiatlı! ”Cennet, hoşa gitmeyen şeylerle kaplıdır” – hadisini- dinle.

Allah’ımız, ”Ve secde et ve yaklaş” buyurdu. Bedenlerimizin secde etmesi canın yaklaşmasıdır.

Kötülük yaptığında kork, emin olma; çünkü tohumdur ve Allah onu yeşertir.

Hak, görmesi her an seni korkutsun diye kendisi için ”Gören” dedi. Hak, dudağını çirkin söze kapatman için kendine ”Duyar” dedi. Hak, sen korkudan kötülük düşünme diye kendisi için ”Bilir” dedi.

Pisler pislerindir” ayetini oku; git ve bu sözün önünü ve ardını öğren.

Hak, şirk koşanlara önceden pislikler içinde doğdukları için pis demiştir.

Ey inci! Kırıldığın için başına vurma; çünkü kırılmaktan dolayı aydınlanacaksın.

Adem’in öz çocukları olanlar, ”Gerçekten biz zulmettik” soluğunu solurlar.

Kulun, Allah’ı imtihan için denemesi hiç yaraşır mı? Kulları her an imtihan etmek Allah’a yaraşır.

Peygamber bunun için buyurdu: ”Ben, zamanın tufanında gemi gibiyim. Biz ve ashabım, Nuh’un o gemisi gibidir, el atan, kurtulur.”

Zamanın peygamberinden ayrılma; kendi bilgine ve adımına yaslanma. Kılavuzsuz yol gidersen, aslan olsanda gururlanır, sapıklık ve rüsvalık içinde olursun.

Her peygamber, ”Sabırla ve namazla ondan yardım dileyin” diye buyruk gelmiştir. Dikkat edin! Ondan isteyin, başkasından değil; suyu denizde ara, kuru ırmakta arama.

Karşı koyanı altınla Karun eden, itaatle kendisine yönelirsen nasıl yapar?

Peygamber dedi: ”Dünyadan gidip kendisinden iyi iş kalana ne mutlu!”

Aklın varsa da başka akılla dost ol ve ona danış. İki akılla çok belalardan kurtulur, ayağını göklerin tepesine koyarsın.

Bütün sanatların öncesi, kesin olarak vahiydendir; ancak akıl onu artırdı.

İyiyi bilmedikçe kötüyü bilemezsin; zıt, zıddından görülebilir.

Soysuz kişiye ilim ve fen öğretmek, yol kesicinin eline kılıç vermektir.

Ey Mustafa! Bu sefa denizinde kaptan ol; çünkü sen ikinci Nuh’sun. Akıllara her yol için bir yol bilen gerekir; özellikle de su yolunda.

Çaresiz, belaların çoğunluğu peygamberleredir. Ham kişileri terbiye etmek, beladır.

Geçmişe hasret duymak hatadır. Giden, geri gelmez; onu anmak faydasızdır.

Hızır, gemiyi kötü kişilerin elinden kurtulabilsin diye kırdı/deldi. Madem kırık kurtuluyor, kırık ol; emniyet yoksulluktadır; yoksulluğa gir.

Nitekim yalvarırken, ”Sadece sana ibadet ederiz”, belada ”Ancak senden yardım dileriz” -dersin-.

Yolun güneşi olan Peygamber, ”Nefsini alçaltana ne mutlu!” sözünü söyledi.

Akla sarhoşluk sadece şarap değildir; arzuya bağlı şey, gözü ve kulağı kapatır. O şeytan şarap içmekten uzaktı; o, kibirlenme ve inkarla sarhoştu.

Nefsi, bir Firavun’dur, dikkat et! O eski küfrünü hatırlamaması için onu doyurma.