1288 yılında Karacahisar alınmasına rağmen halkın şehri terk etmesinden dolayı şehir bir süre gelişemedi. Fakat daha sonraki yıllarda çevre kasabalardan gelenlerle şehir büyümeye başladı. Zamanla çarşı pazarlar kurulup mescitler inşa edildi. Halk, Dursun Fakih adında imamlık/önderlik eden aziz kişiye varıp Cuma namazı kılmak istediklerini, bir de ortaya çıkacak sorunların çözümü için kadı tayin edilmesini talep ettiler. Durumdan Osman Gazi haberdar oldu. Osman Gazi:
”Ne gerekirse yapılsın.” dedi.
Dursun Fakih de: ‘‘ Han’ım! Bunlar için Selçuklu sultanından izin almak gerekir.” dedi.
Bunun üzerine Osman Gazi: ”Bu şehri ben kendi kılıcımla aldım. Bunda sultanın ne dahli oldu ki ondan izin alayım? Ona sultanlık veren Allah bana da gaza ile hanlık verdi. Eğer yardımı şu sancak ise ben kendim sancak kaldırıp düşmanla uğraştım. Eğer o, ‘Ben Selçuk hanedanındanım!’ derse ‘Ben de Gökalp oğluyum.’ derim. Eğer ‘Bu ülkeye ben ondan önce geldim.’ derse ‘Süleyman Şah dedem ondan önce geldi’ derim.” diyerek Dursun Fakih’in bu teklifine karşı çıkmıştır. Halk bu duruma razı gelmiş, kadılık da Dursun Fakih’e verilmiştir.
Şimşirgil, Kayı 1, s.34