Her nedense Kanuni Sultan Süleyman bir gün kendi devrini anlatan Koca Baki’ye çok kızmıştı. Şairin fenalığını, ebediyen Bursa’ya sürüldüğünü bildiren ve arkadan da:
”-Baki bed, Bursa’ya red.
Nef-i ebed, azmi bülend”
diyerek manzum bir ferman yazmıştı.
Baki’yi aman zaman dinlemeden, apor topar Bursa’ya sürmüşlerdi. Buna pek üzülen Koca Şair, bir müddet sonra Bursa’dan Kanuni’ye manzum bir dilekçe yazıp göndermişti. Baki dilekçesinde, öfkeyle bir yere varılamayacağını, talihin kimin kapısına konacağını bilmediğini, cihan mülkünün kimseye baki olmadığını söyleyerek, kendi kendini teselli ediyor, suçunun ne olduğunu anlayamadığını ifade ederek Kanuni’den af edilmesini istiyordu:
”Nola kim, nef-i ebed
Azimi bülende oldunsa ey Baki
Bilesin ki cihan mülkü
Değil Süleyman’a baki
Şaha azminde isbatı
Tehevvür eyledin (öfkelendin) amma
Buna Çark-ı Felek derler
Ne sen baki, ne ben baki.”
Kanuni bu güzel ve manalı satırları okuyunca Baki’yi af etmiştir. Öfke ateş ise, sükunet onu söndüren sudur. Acı dil insanı kafese sokarken, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Tarihimizden Altın Damlalar