İslam tarihiHz Süleyman Kahin Abiatar'ı nasıl yendi? Yol açıldı. Kahin...

Hz Süleyman Kahin Abiatar’ı nasıl yendi? Yol açıldı. Kahin Abiatar büsbütün dikleşti. Baktı. Gelenler iki kadındı. Hallerinden fahişe oldukları belliydi. Kahin Abiatar sorunca birisi anlattı:

-

 

Kahin Abiatar en kalabalık yerde yükseğe çıkmış, mağrur bir pozla, kendisine geleceklere fetva vermeye sarsılan ününü tekrar kazanmaya hazırlanıyordu. Fetva veren kahinlerin çevresi daima meraklılarla dolu bulunurdu.

İnsanlarda huydu bu. An geldi, kahin Abiatar’ın etrafını saran halkta bir dalgalanma oldu. Bağrışıldı:

”Yol açın. Meselesi çözülecekler var.”

Yol açıldı. Kahin Abiatar büsbütün dikleşti. Baktı. Gelenler iki kadındı. Hallerinden fahişe oldukları belliydi. Kahin Abiatar sorunca birisi anlattı:

”Ey Abiatar! Biz anladığın gibi, iki fahişeyiz Hamile kaldık ve aynı gece, bir kaç saat arayla, oğullarımız oldu.”

”Evet?”

”Fakat bu sabah uyandım ki oğlum yanımda yok.”

”Nereye gitmiş?”

”Meğer bu kadın gece kendi oğlunu bedeniyle sıkıştırıp öldürmüş. Fark edince, benimkini almış, ölü çocuğunu bana bırakmış.”

Kahin Abiatar, diğer kadını da dinledi. O, reddetti:

”Hayır. Çocuğunu ezen ve öldüren kendisidir. Bir gecede aynı anda doğan iki çocuğu nasıl ayırt edebilir? Mademki ölü çocuğun kendisinde olduğunu ikrar etti, mesele kalmadı. Yaşayan çocuk benimdir.”

Etraftan bağrışmalar oldu:

”Bu kadın gerçeği konuşuyor.”

Kahin Abiatar, önemsemedi. fetva kudretini gösterecekti. Emir verdi:

”Bu mesele bildiğiniz kadar kolay çözülmez. Bana çocukların babasını getirin.”

Çevreden sordular:

”Ne yapacaksın onları ey Abiatar?”

”Tabanlarını ölçtürüp, inceleteceğim. Oğlanların da öyle. Derhal babaları belli olur. Babaları belli olunca, hangi kadınlarla kaldıklarını söylerler, böylece fetva adaletle verilir. Babaları getirinceye kadar kadar sakın ölen çocuğu gömmeyin.”

Fahişeler kızdılar. Aynı sözleri tekrarladılar:

”Biz fahişeyiz. Hamile kaldığımız erkekler gelip geçici yolculardı. Kim bilir şimdi nerdedirler. Görsek bile tanıyamayız.”

Haklı konuşuyorlardı. Etraftan desteklendiler. Kahin Abiatar, ün kazanayım derken pek zor bir durumda kalmıştı. İşi savsakladı:

”Bana gelecek pazara kadar izin verin. Düşüneyim.” dedi. Karşılığında halktan homurtular aldı. Kadınlar, ”O halde Davud’a gideceğiz.” dediler.

Kahin Abiatar, istemedi:

”Ben fetva vermekten acze düşmedim ki. Mühlet istedim.” dedi.

Bu sırada birisi bağırdı:

”Ey kadınlar! Bakın yoldan Davud’un oğlu Süleyman geçiyor. Henüz çocuktur ama ilmin yüceliğindedir. Allah onu her ilim dalıyla bezemiştir. Meselenizi bir de ona anlatın.”

Kadınlar doğruldular:

Hz Süleyman’a işaret ettiler. Hz Süleyman durdu ve yaklaştı sonra. İlk kadın hikayesini anlattı. Diğeri reddetti.

Nihayet: ”Kahin Abiatar bizden erkekleri istedi. Nereden buluruz onları! Ayaklarını ölçüp biçecek, inceleyecekmiş, oğullarımızla karşılaştıracakmış. Mümkün olmadığını söyleyince atlattı. Haftaya bıraktı. Baban Davud’a gitmek istedik. Ona da razı olmadı.” dediler.

Hz Süleyman, pek düşünmedi. Kadınlara şöyle öğüt verdi:

”Ölenle ölünmez. Şimdi ortada tek sağ bir oğul var. Yarısı birinizin, yarısı diğerinizindir.”

Halk bir hoş olmuştu. Hz Süleyman arkasındaki yiğidine (fedaisine, muhafızına) emir verdi:

”Şu oğlanı al! Yukardan aşağıya ikiye böl ve birer parçasını bu kadınlara ver. Davaları hal olsun.”

Etraftan bu sefer itirazlar arttı. Bilhassa Kahin Abiatar, Süleyman’ın bu saçma sandığı fetvasıyla artık belini doğrultamayacağını düşünerek, etekleri zil çalıyordu. Hz Süleyman itirazlara aldırış etmedi. Yiğidine emrini tekrarladı:

”Al çocuğu ve dediğimi yap.”

Yiğit, çocuğu, kadınlardan zorla aldı. Yere yatırıp bacağını ayırdı. Nerdeyse vuracak, sağ ve sol halinde iki parçaya bölecekti. O anda kadınların ilki ileriye atıldı. Hz Süleyman’ın ayaklarına kapandı. Yalvardı:

”Ey Süleyman! Ey Davud’un oğlu! Emir ver çocuk parçalanmasın. Ziyanı yok. O kadın alsın onu. Tek yaşasın. Razıyım.”

O zaman Hz Süleyman fetvasını verdi:

”Ey halk gördünüz. Bu kadın çocuğun ölmesini istemedi. Diğeri ise aldırış etmedi. Demek ki öz anne budur. Diğeri çocuğunu öldürmüş ve bunu çalmış. Hiçbir anne bile bile oğlunun ölümünü istemez.”

Hz Süleyman yalancı kadına döndü Sert konuştu.

”Doğruyu söyle ve tövbe et!”

Kadın pişmanlık getirdi. Çocuğu çaldığını anlattı. Halk coşmuştu. Hz Süleyman’ı alıp pazaryerine gezdirdiler. Fetvasını anlattılar.

Hz Süleyman – Peygamberler Tarihi

Visited 21 times, 21 visit(s) today

REKLAM

Mutlaka Okumalısınız

REKLAM

REKLAM

x