Haberci anlattı:
”Bunda da bizler için büyük ibretler vardır. Ebşalmon kaçarken, bineği, arzusu hilafina, ormanın sık ağaçlıklı yerine gitmiş. Manasını anladın elbette. Çalıların dalları, kölelere vurduğumuz zincirler, bukağılar misali, onu sarmışlar. Havada asılı kalmış. Bineği, altından sıyrılıp gitmiş. Ebşalmon, saatlerce uğraşmış, kendisini kurtaramamış. Efrayim dağlılarından bir yerli görmüş. Tanımış. Kral oğlu olduğu için, dokunamamış, haber vermiş. Gittik ve başını kopardık.”
Hatta Ebşalmon kazanırsa, Hz Davud’u öldürecek adamlarını bile ayırmıştı.
Sanma ki Hz Davud habersizdir. Onun bilmediği yoktur. Lakin vazifesi icabı, canına kast edenleri bile korur. Hidayete erdirmeye çalışır. Son ana kadar Yüce Allah’tan helaklerini önlemek için şefaatçi olur. Bunu bütün peygamberler yaparlar. Halk ise anlamaz, azıttıkça azıtır, şımardıkça şımarır.”
Hz Süleyman – Peygamberler Tarihi