«Menâkibi Tâcü’-Evliya ve Bürhanü’-Esfiyâ» adlı menâki-bin, önemli ve çok üstün bir kıssası da, Hızır (a.s.)’ın Gavsü’-âzâm (k.s.)’u meth eden beyânıdır.
Bu menkıbe, Hızır (a.s.) ile buluşup, onunla konuşmuş olan Eş-şeyh Ebu Müdeyyinü’I-Müsebbi (r.a.) tarafından nakil buyurulmuştur.
Öyle anlaşılmaktadır ki:
Şeyh, âbı hayatı su sanmayan, ariflerin büyüklerindendir. Menâkibü’l-Evliyâ’nın yirmidördüncü sayfasında şöyle deniliyor:
Yirminci Menkibede Hızır (a.s.)’ın Gavsü’-âzâm’ı methü senasını dile getirmektedir.
Eş-Şeyh Ebü Müdeyyin, Menkıbei Şerifi şöyle anlatıyor: Hızır (a.s.) haklı olarak buyurmuştur ki:
— «Maşukiyet makamında bu gök kubbe altında Gavsü’-âzâm ayarında hiçbir veli yoktur.»
Burada birşey daha teyid’en anlaşılmaktadır ki;
Gavsü’-âzâm’ın makam ve mertebesi maşukiyet makamıdır. Zaten başka bir menkıbede, Allah’ü Zü’-Celâ Pir Abdülkâdir Geylâni (k.s.)’u mahbub (sevilen), kendisini muhip (seven) görmesi, bu sırrı dile getirmektedir.
Gavsü’-âzâm’a verilen mâşukiyet makamı ile ilgili olarak Hızır (a.s.) şöyle buyuruyor:
— «Abdülkâdir Geylâni (k.s.) asrımızın doğu ve batıda tek ulu şeyhidir. O Gavsü’l-âzâm doğru bir imamdır. Bilenlerin bilgi belgesidir.»
Gaybın Dili – Abdulkadir Geylani