Aziz Mahmud Hüdayi Hz.’leri büyük bir çukura düşer ve Hz Hızır gelir elini uzatır ama Hz Hızır’ın elini neden geri çevirir?

0
2730
aziz mahmud hüdayi
Paylaş

Loading

Hüdayi’nin az zamanda eğitimini tamamlamış olması arkadaşlarının bazılarında çekememezliğe yol açar. Üftade durumun farkındadır. Onlara bir ders vermek ister:

Mevsim kıştır. Hep birlikte yemek yenmektedir, sofraya pilav konduğu zaman Üftade ortaya bir laf atar: ”Şimdi bağdan taze kopmuş üzüm olsaydı şu pilavla ne iyi giderdi” der. Müritler birbirlerinin yüzlerine bakarlar. Biraz şaşkınlık duyarlar. Çünkü mevsim kıştır ve ortalık karla örtülüdür, üzüm zamanı değildir.

Hz. Hüdayi şeyhinin sözündeki rumuzu anlamıştır. Şöyle der: ”Efendim izin verirseniz emrinizi yerine getirmek için bir koşu gidip geleyim.” Üftade’nin memnun olurum, demesiyle birlikte, Hüdayi bağa gider. Etraf karla örtülü olmasına rağmen bağda kütüklerde üzümler görür ve iki sepet doldurur. Allah’ın bu yardımından dolayı şükran duymaktadır. Sevincinden vecde gelir, coşkunluk gösterir. Bu hal ve duygular içinde dönerken kazaen ayağı kayar, içi bataklık olan bir çukura düşer. Kurtulmak için uğraştıkça iş zorlaşır. Üzüm sepetlerini canından çok düşünüp muhafaza etmeye çalışır.

Bu sırada bir zat çıkagelir. Halini görür ve ”Evladım elini uzat seni kurtarayım.” der. Hüdayi ona kim olduğunu sorar. Hızır (a.s.) olduğunu söyler. Zor durumda bulunmasına rağmen Hüdayi’nin tavrı dikkat çekicidir. Hızır’ın yardımına iltifat etmez ve şöyle der:

”Efendim Üftade’ye uzatılan el başkasına verilmez.” Nihayet maneviyet kuvvetiyle ve kendi gayretiyle bataklıktan kurtulur. Sonunda üzümü şeyhin huzuruna getirir ve başından geçenleri anlatır. Üftade çok memnun olur. Öteki müridler şaşıp kalırlar. Bu sırada şeyh: ”Müridlerim, Hüdayi’nin kemalini sizler de anlamışsınızdır.” demekten kendini alamaz.

Tarihi-Tasavvufi Menkıbeler


Paylaş

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz