Abdullah bin Ebi’l-Hüzeyl dedi ki:
”Buhtunnasr, iki aslanı (dövüştürmek için iyice) kızıştırdı. Sonra o iki aslanı bir kuyuya attı. Danyal peygamberi de getirip o iki aslanın yanına koydu. Fakat o iki aslan, Danyal peygambere saldırmadılar. Allah’ın dilediği kadar orada kaldı. Sonra insanların yiyecek ve içecekten canının çektiği kadar çekti. Bunun üzerine Yüce Allah, Şam bölgesinde bulunan Ermiya peygambere:
– ‘Danyal için yiyecek ve içecek hazırla!’ diye vahyetti. Ermiya peygamber:
– ‘Ben kutsal (yani Kudüs) topraklarındayım. Danyal ise Irak bölgesindeki Babil diyarında!’ dedi. Yüce Allah Ermiya peygambere:
– ‘Sana emrettiğimiz şeyleri hazırla! Biz sana hem seni ve hem de hazırladığın şeyleri taşıyacak birisini göndereceğiz!’ diye vahyetti.
Ermiya peygamber (kendisine emredilen şeyi) yaptı. Yüce Allah da ona hem kendisini ve hem de hazırladığı şeyleri taşıyacak birisini gönderdi. Öyle ki Ermiya peygamber, (Danyal’ın bulunduğu) kuyunun başına gelip durdu. Danyal peygamber:
– ‘Kim bu?’ diye sordu. Ermiya peygamber de:
– ‘Ben, Ermiya peygamber!’ dedi. Danyal peygamber:
– ‘Seni buraya getiren şey nedir?’ diye sordu. Ermiya peygamber de:
– ‘Beni sana Rabbin gönderdi!’ diye cevap verdi. Danyal peygamber:
– ‘Rabbim beni zikretti mi?’ dedi. Ermiya peygamber de:
– ‘Evet’ dedi.
Kendisini zikredeni unutmayan Allah’a hamd olsun!
Kendisinden (bir şeyler umanın isteğine) icabet eden Allah’a hamd olsun!
Kendisine güveneni başkasına havale etmeyen Allah’a hamd olsun!
İyiliği, iyilikle mükafatlandıran Allah’a hamd olsun!
Sabrı, kurtuluşla mükafatlandıran Allah’a hamd olsun!
Zorluklarımızdan sonra sıkıntılarımızı gideren Allah’a hamd olsun!
Amellerimizle ilgili zannımız kötü olduğunda, güvencemiz olan Allah’a hamd olsun!
Bizimle ilgili çareler tükendiğinde, umudumuz olan Allah’a hamd olsun! dedi.
İbni Kesir – Peygamberler Tarihi